TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Yeneroğlu: Silahların kaynağının hangi ülkeler olduğu belli (Anadolu Ajansı)

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Yeneroğlu, mültecilere maddi yardım yapan ülkelerin o ülkelerden daha fazlasını kazandığını belirterek, “Silahların kaynağının hangi ülkeler olduğu belli” dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Türkiye’nin 2,5 milyondan fazla mülteci için 8 milyar dolardan fazla harcama yaptığını belirterek, “Bugün 3 milyar avro veren ülkelerin bir çoğu, geçmişte o ülkelerden 3 milyar avrodan daha fazlasını kazanmış ülkelerdir. Ortada olan silahların kaynağının hangi ülkeler olduğu belli” dedi.

Yeneroğlu, “göçmen sorunu, yurt dışında yaşayan Türkler” konularında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

“Göçmen sorunu konusunda neler yapılabilir?” sorusu üzerine Yeneroğlu, Avrupa’nın bu konuda da çifte standart sergilediğini söyledi.

DEVAMINI OKU

‘Olay’ yerine ‘hak’ temelli bakış (Al Jazeera Türk)

Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun yeni başkanı Mustafa Yeneroğlu’na göre; Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına, ‘olay’ yerine ‘hak temelli’ bakılmalı. Komisyonun denetim fonksiyonu olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, olaylara sıcakken yaklaşmanın, savcıların görevlerini yapma anlamına geleceğini savunuyor.

Diyarbakır Barosu Başkan’ı Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanması, Sur’da çatışma, sokağa çıkma yasağı ve göç….Önümüzdeki günlerde bu konu başlıkları Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun da gündemine gelecek.

Komisyonu’nun yeni dönem Başkanı AK Parti İstanbul milletvekili Mustafa Yeneroğlu “olay temelli incelemeler de olur ama hak temelli incelemelere öncelik vermeye çalışacağım” diyor. Olayların sıcağı sıcağına üzerine gidilmesinin mümkün olmadığını savunan Yeneroğlu, “olaylara kilitli raporların sansasyonel gündemle kısıtlı kalıp, o alanla ilgili iyileştirmelerin yapılmasının önüne geçtiği kanaatindeyim” dedi. Nefret suçları, çocuk hakları, şehirli hakları gibi konuları gündemine alan, insan hakları konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarını Meclis’e çağırmak yerine, onları ziyaret etmeyi planlayan Mustafa Yeneroğlu Aljazeera’nın sorularını yanıtladı.

DEVAMINI OKU

Mustafa Yeneroğlu: Yurtdışındaki Türklerin sorunlarını AK Parti çözer (Star Gazetesi)

Yeneroğlu: Türkiye’nin Avrupa’daki varlığını koruması, devamlılığını sağlaması ve on yıl sonra da oradaki Türklerle Türkçe konuşabilmesi için yurt dışındaki vatandaşlarının seçme ve seçilme hakkını kolaylaştırması, dil kültür birikimini güçlendirmesi gerek. AK Parti ihtiyaçları biliyor. Çözmek için gerekli vizyona ve iradeye de sahip.

Türkiye’nin yurt dışında 6 milyon vatandaşı var. Çok büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde. İşçi göçüyle başlayan süreç üçüncü dördüncü kuşakla birlikte temelli bir yerleşikliğe ve bambaşka bir gerçekliğe dönüştü. Dolayısıyla bu durum onların Türkiye’ye, Türkiye’nin onlara karşı hak ve yükümlülüklerini de değiştiriyor. Bu durumu gören, kabul eden, onların sorunlarını yakinen bilen ve reçeteleri bulunan siyasetçiler başka bir gereklilik. Hukukçu Mustafa Yeneroğlu da bu tarife en uygun isimlerden biri. AK Parti İstanbul Milletvekili olan ve 1 Kasım seçimlerinde Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanlığı yapan Yeneroğlu hayatını Avrupa’da geçirmiş genç bir isim. Bayburtlu bir ailenin çocuğu. Bir yaşındayken aliseyli birlikte Almanya’ya göçmüş. Yıllardır çeşitli sivil toplum kuruluşlarında ve Türkiye’nin Avrupa politikaları üzerinde çalışmış. Şu anda da Avrupa’yı ülke ülke, şehir şehir dolaşıyor ve Avrupalı seçmenin taleplerini dinleyip AK Parti’nin Avrupalı Türkler için neler yaptığını yapacağını anlatıyor. Avrupa’da oy verme işlemi Pazar günü sona ermeden biz de Yeneroğlu ile “yurtdışı Türkler gerçeğini” konuştuk.

DEVAMINI OKU

GAZETE SAYFASINI OKU

Yurtdışında yaşayan seçmenlerimiz ve 1 Kasım (Habertürk)

ANKARA katliamını tasarlayanların ilk arzusu hiç kuşkusuz siyasete olan güveni sarsmak, seçime giderken seçimlerden bahsedilmeyecek kadar demoralize olmamızı sağlamaktı. Demoralize durumdayız. Ama siyasete ve sandığa atfettiğimiz anlamı kaybetme lüksümüz yok.

1 Kasım geri sayımı öyle ya da böyle başladı.

Seçim sonuçları sadece Türkiye’yi değil, Türkiye dışında yaşayan vatandaşlarımızı da etkiliyor. Türkiye uzun yıllar ihmal ettiği diasporasının farkına yeni yeni varmaya başlıyor.

54 ülkede 2 milyon 800 bin seçmeni var Türkiye’nin. Kuzey Kıbrıs’tan Kanada’ya, İsveç’ten Avustralya’ya kadar yayılmış bir seçmen kitlesi bu. % 91’i Batı Avrupa’da. Bu sayı o ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın sayısı değil, Türkiye’de yapılan seçimlerde oy kullanabilmek için gereken şartları karşılayan seçmen sayımız.

DEVAMINI OKU

Türkiye’nin bir diaspora politikası var mı? (Star Gazetesi)

Nihayet sorulmaya başlanan bir soru… Düne kadar diaspora sözcüğünü neredeyse sadece “Ermeni diasporası” için zikrederdik. Türkiye’nin bir diasporası olduğu, üzerinde kafa yorulan değil dile bile gelmeyen bir husustu. Çünkü diaspora dediğinizde size bir sorumluluk yükleniyor.

‘Gurbetçi’ öyle mi oysa? CHP’nin “Anadolulu Kemal’in gurbetçi Hasan’a selamı” sloganında ifadesini bulan bir yaklaşım ve bir kaç hamasi lafla işin içinden çıkabiliyorsunuz. Fakat öyle değil; Avrupa’daki Türk varlığının yaklaşık yarısının doğma büyüme Avrupalı olduğunu, yüzde 80’inin 30 yıldır Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde yaşadığını ve bu insanların artık 50 yıl önce trenlere binip ekmek parası için “Batı’ya göç” eden insanlar olmadıklarını anlamak gerekiyor.

Avrupa’daki Türkiye diasporası artık eğitimli, ekonomik açıdan belli bir seviye ulaşmış, yabancı düşmanlığına ve Avrupa’nın eski ekonomik refah düzeyinin gerisine düşmüş olmasına rağmen bu ülkeleri yurt edinmiş durumdalar.

Hülasa; Türkiye’nin konuya bakışı sadece ekonomik getiri çağrışımlı ve ‘gariban’ imalı “gurbetçi” perspektiften çıkmak durumunda.

DEVAMINI OKU

Türkiye’nin diasporasının sandığa gitmesi neden önemli? (Diriliş Postası)

AK Parti’nin, yurtdışındaki seçmenler meselesini devlet politikasının bir tezahürü olarak ele alan bakış açısı ile karşılaştım seyahatim boyunca. Yeneroğlu ve cevval ekibinin başarılı olması sadece AK Parti’nin değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kazanım hanesine çok şeyler yazdırmış olacak.

AK Parti Yurtdışı Seçim Koordinasyon Merkezi’nin davetlisi olarak kısa bir süreliğine Almanya (Düsseldorf, Köln, Freiburg ve Stuttgart) ve Fransa’da (Strazburg) idim. Doğrusunu söylemek gerekirse bugüne kadar yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız ile bu kadar içeriden bir temas kurabilmiş değildim. Daha yüzeysel, belki biraz turistik, döner dükkanı mesabesinde ve daha ziyade tekil olarak kurduğum bu ilişki biçimi yerine AK Parti’nin daveti ile daha derin bir tahlil imkanı bulmuş oldum.

Biz Türkiye’den yurtdışına özellikle de Avrupa’ya bakan insanlar bazı klişeler ile orada bulunanları tanımlıyoruz. Gurbetçi, işçi, vatan hasreti şeklinde özetlenebilecek bu tanımlama biçiminin aslında hiç de gerçeği yansıtmadığını gördüğümü öncelikle söylemeliyim.

DEVAMINI OKU

Hedefimiz 840 Bin Oy (Sabah)

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, hedeflerinin yurtdışında 840 bin oy toplamak olduğunu dile getirdi

7 HAZİRAN genel seçimlerinde AK Parti İstanbul Milletvekili seçildikten sonra partisinin Yurtdışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanlığı’na atanan Mustafa Yeneroğlu, 1 Kasım seçimleri için hedeflerinin yurtdışında 840 bin oya ulaşmak olduğunu online casino dile getirdi. Yeneroğlu, Köln kentinde oluşturulan Yurtdışı Seçim Merkezi’nde, 42 kişilik bir ekiple dünyanın 54 ülkesindeki yaklaşık 60 seçim merkezini yönettiklerini belirtti.

SEÇMEN PROFİLİ ÇIKARILDI
AMAÇLARINA ulaşabilmek için profesyonel bir seçim programı hazırladıklarını ifade eden Yeneroğlu, “Köln’de 520 mekerarelik merkez ofisimizde profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. İki milyon 800 bin seçmenin profilini çıkardık. Bölgelere göre istatistikler yaptık. Daha önceki seçimlerde hangi partilerin nerelerde ne kadar oy aldıklarını belirledik. AK Parti’nin hangi bölgelerde güçlü, nerelerde desteğe gereksinimi olduğunu tespit ettik. Seçim çalışmalarımızı ona göre düzenledik” dedi.

DEVAMINI OKU

AK Parti’den yurtdışına 15 vekil girişimi

Yaklaşık 3 milyon Türk seçmenin yaşadığı yurtdışının ayrı bir seçim bölgesi olması ve yurtdışındaki seçmenin kendi milletvekillerini seçmesinin yolu açılıyor. Yurtdışının seçim bölgesi olması ve 15 milletvekili kontenjanına sahip olmasını öngören yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. Tasarı yasalaşırsa yurtdışındaki seçmen hangi milletvekilini seçtiğini bilecek, Türkiye siyasetinde söz sahibi olacak.

Türkiye’de erken seçim senaryolarının güçlendiği şu günlerde, yurtdışındaki Türkleri umutlandıran gelişme Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleşti. Yurtdışındaki Türk vatandaşlarının TBMM’de temsili, yurtdışının ayrı bir seçim bölgesi olmasını ön gören yasa tasarısı TBMM’ye sunuldu. Tasarı, yurtdışının ayrı bir seçim bölgesi olmasını ve yurtdışındaki Türklere 15 milletvekili kontenjanı verilmesini içeriyor.

Kanunlaşırsa yurtdışındaki Türklerin resmen TBMM’de temsilini sağlayacak olan kanun tasarısı ile yurtdışındaki seçmen oyunun nereye gittiğini, hangi milletvekilini seçtiğini bilecek. Toplam 15 milletvekili seçme gücüne kavuşacak olan yurtdışındaki Türkler bu şekilde Türkiye siyasetinde söz sahibi olacak. Tasarı ayrıca yurtdışı seçmeninin oy verme işlemlerini kolaylaştıracak değişiklikler de içeriyor.

DEVAMINI OKU – CİHAN HABER AJANSI

Deutsche Welle
Milliyet
Aljazeera Türk
Yeni Şafak
İHA

Pasaport harçları için kanun teklifi

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları tarafından gündeme getirilen pasaport harç bedelinin düşürülmesi için TBMM’ye kanun teklifi sunduğunu söyledi. GoEuro’nun nisan ayında yaptığı araştırmaya göre Türk pasaportu işlem masrafları açısından dünyanın en pahalı pasaportuydu.

Yeneroğlu, kanun teklifinde, pasaport harcının 18 yaşından büyükler için yarı yarıya, küçükler içinse dörtte bir oranına düşürülmesinin öngörüldüğünü bildirdi. Yıllarca Almanya’da yaşayan ve 25. Dönem İstanbul Milletvekili olarak Meclise giren Yeneroğlu, seyahat masrafının azımsanmayacak bir kısmını oluşturan yüksek pasaport harçlarının düşürülmesinin bir ihtiyaç olduğunu savundu.Yeneroğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşların sorunlarının çözümü için ayrıca çalıştığını belirterek, son yıllarda Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin bu ülkelerde yerleşik Türk vatandaşlarını da büyük ölçüde etkilediğini belirtti.Yeneroğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşlar için pasaport taşımanın bir nevi zorunluluk olduğunun altını çizdi.

DEVAMINI OKU

Basından Örnekler:
Hürriyet
İHA
Milliyet
Sabah
TRT Avaz

Gerekçeli Kanun Teklifi
Yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik pasaport harçlarının düşürülmesiyle ilgili kanun teklifini gerekçesiyle birlikte Pasaport harçları kanun teklifi
.

“Avrupa’nın asli unsuruyuz, ‘gurbetçi’ tanımlaması yanlış” (Diriliş Postası)

AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı Mustafa Yeneroğlu, 30 yıla yakın bir süre İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) bünyesinde Avrupalı Türklerin, yaşadıkları bölgelerdeki meseleleriyle yakından ilgilendi. Hukukçu kimliğiyle Avrupa sivil toplumunda aktif rol oynayan Yeneroğlu, aynı zamanda haber-yorum dergisi “Perspektif” ile kültür-sanat-felsefe dergisi “Sabah Ülkesi”nde de yöneticilik yaptı.

“Avrupalı Türklerin adayı” olarak öne çıkan Yeneroğlu ile yurtdışı Türklerin güncel meselelerini, AK Parti ile değişen “Avrupalı Türkler” politikalarını ve yeni döneme ilişkin projelerini, Türkiye dışında ilk kez genel seçimlerde oy kullanılmış olmasının TBMM için anlamını ve Avrupalı Türkler için hâlâ zaman zaman kullanılan “gurbetçi” tanımının eksiklerini konuştuk.

Avrupalı Türklere ilişkin konularda yaptığınız çalışmalarda edindiğiniz tecrübelere ışığında, sizce Avrupalı Türklerin temel meseleleri neler?

10-15 sene öncesine kadar Türkiye siyasetinde yurtdışı Türklere yönelik “döviz girdileri” ötesinde bir yaklaşımın varlığından bahsedilmesi çok zor. Fakat bu “misafir işçilerin” bulundukları ülkelere ailelerini, çocuklarını getirip, oralarda kalıcı hâle geldikleri on yıllar sonra kabul edilince bu durum hem ilgili ülkeleri, hem de Türkiye siyasetini yeni meydan okumalarla karşı karşıya bıraktı. Bununla birlikte bu süreç esnasında Batı Avrupa’da birçok ülke Türkiye kökenlilerin, bulundukları ülkelerde kalıcı hâle gelmelerine, o ülkelerin asli unsurları olmalarına şüphe ile yaklaştı. Uyum siyasetlerini, farklı din ve kültürel arka plana sahip olan insanların kendi ulus devletleri için sorun/tehdit oluşturabileceği fikri üzerine inşa ettiler. Bugün Avrupa’nın birçok yerinde Türkiye kökenlilerin Türkiye ile ilişkilerinin sorunsallaştırılması, Türkçe eğitimin önüne sayısız engel çıkarılması, dindarlığın kamusal alana yansımalarının haksız ve mesnetsiz bir şekilde “radikalizm” işaretleri olarak değerlendirilmesi, farklı kültürel uygulamaların olumsuz sıfatlarla betimlenmesi bu yaklaşımın olumsuz sonuçlarıdır. Dolayısıyla Avrupalı Türklerin karşı karşıya kaldığı en temel mesele, “Avrupa değerleri” ve Avrupa’nın kendi iddiaları ile çelişecek bir şekilde dışlayıcı, ötekileştirici ve yaftalayıcı yaklaşımlara ve artık kökleşmiş bir İslam düşmanlığına muhatap olmalarıdır. Bu durum “Türk” ve “Müslüman” kimliğini olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda, Türk dil ve kültürünün muhafaza edilmesi ihtiyacını, dinî tedrisat ve dinî yaşam taleplerini ne yazık ki “paralel toplum” tartışmaları üzerinden okuyor. Bu da şu an Avrupa’da Türkçe ile ilişkisini kaybetmek üzere olan bir neslin oluşmasına sebebiyet veriyor. Biz siyasilere, çok dilli, çok kültürlü insanların, tüm taraf ülkeler için, tehdit değil ciddi birer kazanım olacağını anlatmak görevi düşüyor.

DEVAMINI OKYUN…

Mustafa Yeneroğlu ile Söyleşi