Batı Darbe Karşısında Sınıfta Kaldı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi ve Batı’nın bu konudaki tavrı üzerine Hayat Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.

15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunulurken neredeydiniz? İlk tepkiniz ne oldu?
O gece alçak uçuş yapan savaş uçaklarını gördüğümde başlarda bunun eğitim uçuşu olduğunu düşünmüştüm ancak Boğaz Köprüsü‘nün bir tarafının kapatıldığı haberleri üzerine olağanüstü bir durum olduğunu anladım. Hemen akabinde gerçekleştirdiğim telefon görüşmelerinin ardından yaşananların bir darbe kalkışması olduğunu öğrendim. O andaki ilk düşüncem demokrasi, özgürlük ve direnişin sembolü olan meclise gitmek oldu. Ana muhalefet partisi CHP ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden çok sayıda vekille birlikte mecliste toplandık.

Darbe girişimine karşı halkın ortaya koyduğu demokratik tepkiyi nasıl buluyorsunuz?
Türkiye tarihindeki en haince terör kalkışmalarından biri olan askeri darbe girişiminin o gece sokağa çıkan sivil halk tarafından engellenmiş olması, hafızalara kazınması gereken bir hadisedir. 15 Temmuz gecesi Türkiye halkı milli iradeye ve seçilmiş meşru hükümete destek için sokaklara dökülmüş, yaşanan kirli müdahale karşısında kendilerini siper etmiştir. Milletimiz demokrasi tarihimizde görülmemiş bir sivil mücadele, fedakârlık ve adanmışlıkla kanlı darbe girişimine karşı koymuştur. 15 Temmuz’u sıradan sıcak bir yaz gecesi olmaktan çıkaran bu şanlı direniş, Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olmuştur.

Devamı için lütfen tıklayınız: https://www.mustafayeneroglu.com/wp-content/uploads/2016/08/hayat_online_agustos.pdf

Mustafa Yeneroğlu ile Gündeme Dair Özel Röportaj

İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 15 Temmuz darbe kalkışması sonrası Türkiye ile Avrupa arasında oluşan sıcak gündem bağlamında Avrupa Birliği üyelik görüşmelerinin seyri ve Avusturya’da gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi aktörlerin Türkiye karşıtı yorumlarına etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Havadis Haber: Türkiye’de gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası Avusturya başta olmak üzere Avrupa’nın tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mustafa Yeneroğlu: 15 Temmuz darbe kalkışması sonrası Türkiye ile ilgili Avrupa kamuoyunun genelinde yer alan yorumlarda askeri darbe girişimine karşı verilen demokrasi mücadelesinin, çarpık bir bakış açısıyla adeta demokrasinin aleyhinde bir gelişme olarak işlendiğini gördük. Hatta yaşananlar Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine bir sonuç doğurduğu gerekçesiyle, darbe teşebbüsünün bir kurgu; “tiyatro” olabileceği dahi dillendirildi. Erdoğan karşıtlığını önceleyerek, Türkiye’ye yönelik olumsuz bir imaj inşası peşinde olunduğuna şahit olduk. Darbe girişimine karşı koymak için meydanlara dökülen milyonlarca vatandaş hakkında negatif bir temsil oluşturulmaya çalışıldı. 240’ın üzerinde şehit verdik, 2 bin 200’e yakın gazimiz var, Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. Odaklanılması gereken bu vahim tablonun olgusal gerçekliğiyken, askeri darbe tehdidi göz ardı edildi. Medya organlarının ekseriyetine baktığımızda yaşanan süreçte dolaşıma sokulan yorumların tarafsız habercilik anlayışından uzak bir refleksle geliştirildiğini gördük. Örneğin Avusturya’nın önde gelen gazetelerinden olan ve akademi dünyasına hitap eden bir kontekste kendini konumlandıran Der Standard gazetesinde dâhi tersyüz edilmiş yorumlarla karşılaştık. Tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı üzerine kurgulanan bu dil ve söylemin bağımsızlık ilkesinden uzak olduğunu ve ideolojik bir takım kaygılardan beslendiğini ifade edebiliriz.

Röportajın devamı için: http://www.havadis.at/haber/mustafa-yeneroglu-ile-gundeme-dair-ozel-roportaj-h4081.html

Türkiye’yi Karalama Kampanyası Doruk Noktasında

AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Batı’da süregelen yayınlar hakkındaki açıklamasında “Avrupa’da bazı kesimler arasında yürütülen Türkiye karşıtı kampanya doruk noktasına ulaştı. Sözkonusu yayınlar akıl almaz, çoğunlukla düşmanca hatta kin doludur.” dedi. Yeneroğlu değerlendirmesinde şunları kaydetti:

“Önlenen darbe girişiminin ardından Türkiye demokrasisinin işlerliğinin Batı medyasında bir takım kanaat önderlerince tartışılması, zaten hali hazırda siyasetçilerin yaptıkları açıklamalardan dolayı gergin olan Türkiye-Avrupa ilişkisini yeni bir kriz ortamına doğru taşımaktadır. Öncelikle sorgulanması gereken medyada görünür olan aktörlerin kendi demokrasi anlayışlarıdır.

Darbe teşebbüsünün ardından Türkiye’de yaşanan hadiselerin yansıtılış biçiminin akıl almaz, çoğunlukla düşmanca hatta kin dolu olduğu görülmektedir. Odaklanılması beklenen darbe girişiminin (bizatihi kendisi) gündemden düşürülerek, yaşanalar adeta Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı bir karalama kampanyasına dönüştürülmüştür. Türkiye halkı ve seçilmişlerin darbe girişimi karşısında verdikleri demokrasi mücadelesinin kamuoyuna aktarılmaması hayret vericidir.

Örneğin bu bağlamda Türkiye’de yaşananların Kuzey Kore’deki totaliter rejim ve Nazi cinayetleri üzerinden kıyas yapılarak ele alındığı Alman kamuoyunda; Türkiye ile dayanışmanın aşağılanması, ayrıca Avusturya örneğinde olduğu gibi oturma iznine yönelik hukuki tehditlerin gündeme getirilmesi ve Türk kökenlilerin görüşleri nedeniyle dışlanması mevcut krizi daha tehlikeli boyutlara taşımaktadır. Aynı şekilde dini cemaatlere hangi konu ve dilde vaaz verileceği veya Türkiye’deki darbe girişiminde hangi tarafta yer alınması gerektiğinin açıkça dayatılması bardağı taşıran son damladır. Bu anti demokrat tutumun düşünce özgürlüğüyle bağdaşmadığı açıktır.

Yaşanan gerçekliklere bu denli kör kalınması asla kabul edilebilir bir durum değildir ancak sivrilen ve saygısızlığa varan görüşler artık muhatap alınamayacak bir seviyeye gelmiştir.

Batı medyasının büyük ekseriyeti üç maymunu oynasa da siyasi, ideolojik, dini ve etnik kimlikleri bir tarafa bırakıp darbecilere karşı ortak mücadele veren ve neticesinde demokrasisine sahip çıkan Türkiye halkı zaferini kutlamaktadır. ”