TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, son olarak Köln’de seçim görevlilerine yönelik düzenlenecek olan dışa kapalı eğitim toplantısının engellenmesi münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Alman resmî daireleri baskı ve yasaklama yoluyla Türkiye içi siyasi seçim yarışına müdahale etmekte ve maalesef taraf gibi davranmaktadırlar. Böyle yaparak da Almanya’nın imajını zedelemektedirler.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“AK Partili bakan ve milletvekillerinin katılacağı toplantılar Almanya’da maalesef sistematik bir şekilde engellenmektedir. Öyle ki, artık dışa kapalı eğitim toplantıları bile gerçekleştirilememektedir. Son olarak bu akşam Köln’de yapılması planlanan bir toplantı iptal edilmiştir. Dışarıya kapalı olan bu toplantıda, her seçim öncesi mutat olduğu üzere, seçim görevlilerine eğitim verilecekti.

Toplantı dışa yönelik olmaması münasebetiyle ne duyurulmuş ne de kamuoyuna bilgilendirme yapılmıştı. Ama buna rağmen ilginç bir şekilde bir grup polis bina sahibine ve işletmeciye beklenmedik bir ziyarette bulunmuş, bina sahibi ve kiracısı kendilerine çeşitli yaptırımlar uygulanacağı tehdidiyle salonu kullandırtmamaya zorlanmıştır.

Benzer bir durum da dün Köln Frechen’de gerçekleşmiştir. Burada kiracı olarak salon işleten bir esnaf, Türkiye’den bir bakanın katılımıyla yapılması planlanan toplantı sebebiyle 20 tane polisi karşısında bulmuş, daha sonra da kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmeye zorlanmıştır.

Tüm bunlar yaşanırken, Türkiye’den muhalefet partileri basın ve Alman politikacılar eşliğinde, hiçbir yasaklama, baskı ve kamuoyu eleştirisine maruz kalmadan, Türkiye anayasasında değişiklik öngören referanduma yönelik ‘Hayır’ propagandası yapabilmektedir. Almanya bu tutumuyla Türkiye içi seçim yarışına aktif bir şekilde müdahil olmakta ve taraf gibi davranmaktadır. Bu Türkiye iç siyasetine daha önce eşi benzeri görülmemiş bir müdahale anlamına gelmektedir.

Alman siyaseti bu tutumuyla kendi demokratik değerleri ile çelişmekte ve anlaşılan o ki Türk vatandaşlarının anayasa referandumu ile alakalı olarak kendi kendilerine karar verecek yetkinlikte olmadıklarını düşünmektedir.

Sonuç olarak kasıtlı engellemeler ve saçma argümanlara dayandırılmış bu yasaklamalar zaten gergin olan Türk-Alman ilişkilerini, iki ülkenin de birbirinden uzaklaşamayacağı gerçeği ortadayken gereksiz yere germektedir. Ama aynı zamanda bu engellemeler bizim daha çok birlik ve beraberlik göstermemize vesile olmakta, bütün ithamlara ve etkileme teşebbüslerine rağmen seçmenlerin kendi pozisyonlarını belirlemesine yardımcı olmaktadır.”

Connect with Me: