Anayasa’daki diasporada yaşayan vatandaşlarla ilgili hüküm yeniden ele alınıyor. İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, diasporada yaşayan vatandaşlar ve tarihi-kültürel bağların olduğu topluluklarla ilişkilerin Anayasa’da yeniden düzenlenmesine yönelik hazırladığı anayasa değişikliği teklifiyle ilgili, “Diasporada yaşayan vatandaşlarımızın güncel ihtiyaçları ve öncelikleri göz önüne alındığında Anayasamızın 62. Maddesi yetersizdir. Dolayısıyla ilgili hükmün tekrardan ele alınması zarureti ortadadır. Ayrıca tarihi-kültürel bağlarımızın olduğu topluluklarla ilgili hükmün Anayasamızda yer alması devletimizin bu kesime yönelik vizyonunu yansıtacaktır.”, açıklamasında bulundu.
Yeneroğlu yaptığı basın açıklamasında, “1960’lı yıllardan itibaren yurt dışına yoğun işçi göçü yaşanmıştır. Dönemin şartlarına uygun olarak yapılmış 1982 Anayasasında yurt dışında yaşayan vatandaşlar konusuna 62. Madde de yer verilmiştir. Bu madde yurt dışındaki vatandaşlarımızı, ‘gurbetçi’ ve ‘misafir işçi’ anlayışından hareketle sadece işçilik sıfatları bağlamında değerlendirmiştir. Ancak günümüz şartları ve diasporada yaşayan vatandaşlarımızın kültür, kimlik, eğitim ve sosyal alanlardaki bugünkü ihtiyaçları ile öncelikleri göz önüne alındığında 62. Maddenin yetersiz kaldığı aşikârdır. Dolayısıyla diaspora politikalarındaki değişim ve beklentilerin Anayasa’ya yansıması ve bunun yeni Anayasa’da yer alması zarureti ortadadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda ilgili anayasal hükmün, ‘Devlet, yurt dışındaki Türk toplumunun hak ve menfaatlerini korur, dil ve kültürel kimliğin muhafazası ve anavatanla bağların geliştirilmesi için çalışmalar yapar’ şeklinde değiştirilmesini öneriyoruz. Böylelikle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik anayasal sorumluluğun kapsamı genişleyecek ve Hükümetimiz tarafından fiiliyatta uygulanan kapsamlı hizmetlerin anayasal temeli oluşturulacaktır.
Öte taraftan komşu ülkelerden uzak kıtalara kadar farklı coğrafyalarda yaşayan tarih, dil veya din gibi bağlarımız olan topluluklara karşı sorumluluklarımız da bulunmaktadır. Birçok ülke bu tür bağları olan topluluklara yönelik taşıdıkları vizyonlarına anayasalarında yer vermişlerdir. Ülkemiz Anayasası’nda bu kesimle ilişkilerin geliştirilmesini garanti altına alan bir hükmün bulunmaması bir eksikliktir. Önerdiğimiz, ‘Devlet, tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğu ülke ve topluluklarla ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapar’ ifadesinin Anayasamızda yer almasıyla bu eksiklik giderilecek ve devletimizin tarihi-kültürel bağlarımız olan topluluklara yönelik vizyonu yansıtılacaktır.” dedi.