İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu 15 Mayıs 1964 tarihinde Türkiye ile Avusturya arasında imzalanan işgücü anlaşmasının yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Yeneroğlu açıklamasında “Avusturya’daki vatandaşlarımızın önemli sorunlarının başında gelen işsizlikle mücadele de toplumsal katılımın anahtarı olan eğitime yatırım şarttır. Gençlerimiz kazanacakları mesleki donanımla bireysel durumlarını güçlendirerek ülkenin geleceğine katkıda bulunacaklardır.” dedi.

Mustafa Yeneroğlu şunları kaydetti: “15 Mayıs 1964 tarihinde Avusturya ile olan ilişkilerimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu tarihte Viyana’da imzalanan işgücü anlaşmasıyla kitlesel işgücü göçü resmi olarak başlamıştır. Günümüzde yarısı Avusturya vatandaşı olan yaklaşık 280 bine yakın Türkiye kökenli insanımız Avusturya’da yaşamaktadır.

Vatandaşlarımız Avusturya toplumunda eğitim, iş hayatı ve sivil toplum gibi alanlarda aktif olarak yer almaktadır. 20 bini aşkın öğrencimiz ilk ve ortaokullarda, 4500 gencimiz de üniversite de öğrenim görmektedir. Avusturya genelinde vatandaşlarımız tarafından kurulan 200’ün üzerinde sivil toplum kuruluşu ile bu kesimin kültürel ve sosyal ihtiyaçlarına cevap verilmektedir. Bununla birlikte perakende, gastronomi ve inşaat gibi sektörlerde 6400 civarında Türkiye kökenli girişimci Avusturya ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Yaklaşık 6000 kişinin çalıştığı bu işletmeler ayrıca 300 milyon Avro ciroyla ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliğinde de önemli rol oynamaktadır.

Avusturya’da yaşayan vatandaşlarımız için gelecekte toplumsal mücadele gerektiren alanlarda bulunmaktadır. En önemli sorunların başında gelen işsizlikle mücadele de toplumsal katılımın anahtarı olan eğitime yatırım şarttır. Gençlerimiz kazanacakları mesleki donanımla bireysel durumlarını güçlendirerek ülkenin geleceğine katkıda bulunacaklardır. Bununla birlikte diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye ile olan iletişimin gelecek nesillerde de devam etmesi Türkçe’nin yaşatılmasına bağlıdır. Bu da ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarımızın Türkçeye sahip çıkmasıyla mümkün olacaktır. Ayrıca Avusturya’da çifte vatandaşlığın mümkün olmaması ve ülkemizle Avusturya arasında kültürel işbirliği anlaşmasının eksikliği vatandaşlarımızın hukuki ve kültürel konumlarını olumsuz etkileyen hususlardır. Bu eksikliklerin giderilmesiyle ikili ilişkilerimiz daha da güçlenecektir.

Göçmen karşıtı sağ popülist Avusturya Özgürlük Partisi‘nin (FPÖ) Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda zafer elde etmesi endişe verici bir gelişmedir. Bu sonuç, sağ duyulu Avusturya halkının ve göçmenlerin siyasal katılımda daha aktif olmalarını gerekli kılmaktadır. Öte yandan, İslam Yasası’nın 2015 yılında değiştirilmesi, Müslümanlar için çifte standart oluşabileceğini göstermiştir. 1912 yılından bu yana yürürlükte olan İslam Yasası Müslümanların ihtiyaçları doğrultusunda ele alınabilecekken var olan bazı haklar ortadan kaldırılmıştır.

Bu düşüncelerle Türkiye-Avusturya İşgücü Anlaşması’nın 52. yıl dönümünde birinci nesli saygıyla anıyor, zorlu göç tarihinde emeği olan tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.”

Connect with Me: