26 Haziran Dünya İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu: “Hatalarla yüzleşmeyi ve şeffaflığı prensip edinmiş olan hükümetimiz, hükümet programlarında “işkenceye sıfır tolerans” maddesine yer vermiştir. Bu kapsamda gözaltı koşullarının iyileştirilmesi için pek çok adım da atılmıştır.” dedi. Yeneroğlu şunları kaydetti:
“26 Haziran günü, Birleşmiş Milletler tarafından İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü olarak ilan edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi; İşkence Yasağı (Madde 3) başlığı altında, “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz.” demiştir. Birleşmiş Milletler ise İşkence ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme ile taraf devletlere sorumluluklar yüklemiştir.
Türkiye’de yakın geçmişe baktığımızda 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve onu takip eden yıllar; insan hakları açısından “karanlık bir dönem” olarak hafızalara kazındı. Darbenin mimarı Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı koltuğundan ayrıldığı 1989’a gelindiğinde ise Türkiye’de 171 kişinin işkence yüzünden hayatını kaybettiği ispatlandı. Su yüzüne çıkan bu ağır bilançonun yanı sıra kamuoyuna taşınmamış yüzlerce işkence olaylarının da yaşandığı bilinmektedir.
Bu utanca son vermek ve 12 Eylül mağdurları için adalet sağlamak adına; 2010’da yapılan Anayasa değişikliği ile 1980 darbesinin mimarları için yargı yolu açılmıştır. Hatalarla yüzleşmeyi ve şeffaflığı prensip edinmiş olan hükümetimiz ayrıca, hükümet programlarına da “işkenceye sıfır tolerans” maddesini almıştır. Bu kapsamda gözaltı koşullarının iyileştirilmesi için atılan adımlar oldukça önemlidir. İfade alınırken veya nezarethanelerde hak ihlalleri yaşandığı iddialarına karşı; 2005 yılında yeni bir “Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği” çıkarılmıştır. Bu sayede kişilerin; hak ve hürriyetlerinin koruma düzeyi yükseltilmiştir. Buna ek olarak nezarethanelerin ve ifade alma odalarının fiziksel şartları iyileştirilmiştir. 2004 ila 2014 yıllarında BM ve Avrupa Konseyi standartlarının altında olan 208 ceza infaz kurumu kapatılmıştır.
2013’te ise işkenceye ilişkin hükümleri içeren Türk Ceza Kanunu’nun 94’üncü maddesine, eklenen “Bu suçtan dolayı zaman aşımı işlemez.” ifadesi ile, işkence suçunda zaman aşımı da kaldırılmıştır. Ayrıca yine “işkenceye sıfır tolerans” prensibi ışığında 20 Mayıs 2016 tarihli Resmi Gazetede Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun yayımlanmıştır.
Atılan tüm adımlara rağmen yaşanan veya yaşandığı iddia edilen olaylar karşısında devletimiz tüm organları ile “işkenceye sıfır tolerans” prensibinin izindedir. Her türlü iddia bu anlayış çerçevesinde incelenmektedir.
Ancak diğer taraftan terör örgütlerinin; işkence iddiaları üreterek, güvenlik güçlerinin ve terörle mücadelenin itibarını zedelemek ve uluslararası zeminde Türkiye aleyhine kara propaganda yapmak istediğinin bilincindeyiz. Bu noktada kamuoyunun da bu manipülasyonun farkında olması çok önemlidir.
Maksat ne olursa olsun bir bireyin emniyet güçleri tarafından işkenceye maruz bırakılması, hem uluslararası hukuka hem de insanlık onuruna vurulmuş bir darbedir. Can ve mal güvenliği devletimizin korumasında olan vatandaşlarımıza, devletin kolluk kuvvetleri aracılığıyla zarar verilmesi kabul edilemez. Bu anlamlı günde tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların bu konuya gereken hassasiyeti göstermesini temenni ederim.”