Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Ratko Mladic hakkında bugün verdiği karara ilişkin açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu “Yeni travmaların önlenmesi için Boşnak Müslümanları’na ve özellikle Srebrenitsa halkına yaşatılanlar unutulmamalı ve günümüzde yükselen nefret söylemlerinin ışığında daima hatırlanmalıdır.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları ifade etti:

“1992 yılında başlayan Bosna Savaşı ile beraber, 11 Temmuz 1995 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa kasabasına giren Sırp birlikleri bir hafta içerisinde, çoğu erkek ve çocuk, 8 binden fazla Müslüman Boşnak’ı katletmiştir. Yaşanan bu vahşet, BM ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararıyla soykırım olarak kabul edilmişti. Ayrıca, 1992 ile 1995 yılları arasında süren Balkan savaşında 100 bine yakın insan hayatını kaybetmiştir. ‘Bosna kasabı’ olarak da anılan ve savaş sırasında Sırp askerlerinin komutanlığını yapan Ratko Mladic, 2011’de Sırbistan’da yakalandıktan sonra Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICTY) götürülmüş ve soykırım dahil 11 farklı suçtan yargılanmıştı. Bugün, mahkemenin Mladic’e verdiği müebbet kararıyla çok derin travmalar yaşayan kurban yakınları bir nebze de olsa adaletin yerine geldiğine şahit olmuştur. Mahkeme, Mladiç’in savaş suçuna katıldığını açık bir şekilde ifade etmiştir.

Lahey’deki mahkeme, 2016 yılında Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic’i de soykırım ve insanlık suçlarından ötürü 40 senelik hapis cezasına çarptırmıştı. Srebrenitsa katliamından öğrendiğimiz, içinde din düşmanlığı ve ırkçılık barındıran nefret tohumlarının nasıl bir faciaya yol açabileceğidir. Müslüman Boşnak halkı, uluslararası kuruluşların gözü önünde yaşam mücadelesiyle baş başa bırakılmıştır ve bu olay şüphesiz BM’nin varoluşundan bu yana en kara lekesi olarak kayıtlara geçmiştir. Bu yıl onanan bir mahkeme kararı bunu destekler nitelikte, 13 Temmuz 1995 gecesi BM karargâhında görevli Hollanda askerlerinin ölümden kaçan 350 Bosnalı’yı korumayıp Sırplara teslim etmelerini yargılamış, bu insanların katledilmelerinde sorumluluk taşıdıklarına hükmetmişti.

Bu acı, kuvvetli bağları olan Bosna ve Türkiye halkının ortak acısıdır. Yeni travmaların önlenmesi için Boşnak Müslümanları’na ve özellikle Srebrenitsa halkına yaşatılanlar unutulmamalı ve günümüzde yükselen nefret söylemlerinin ışığında daima hatırlanmalıdır. Ayrıca üzülerek belirtmeliyim ki; bugün Arakan’daki Müslümanlara yaşatılan vahşet, Srebrenitsa’da yaşananlara sebep olan zihniyetin halen hüküm sürdüğü yerler olduğunun en güncel kanıtıdır. Dolayısıyla, faillerin yakalanıp cezalandırılmaları elzemdir. Lakin gerekli önlemler alınmadıkça, dünyanın herhangi bir yerinde zulme uğrayan mazlumlar var olmaya devam edecektir. Srebrenitsa katliamında hayatını kaybeden Boşnak kardeşlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına sabır diliyorum.’’

Connect with Me: