Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, demokratik toplumun temel değerleri arasında yer alması nedeniyle bireylerin ortak fikirlerini birlikte savunmak ve başkalarına duyurmak için bir araya gelebilme imkânını korumayı amaçlamaktadır. İfade özgürlüğünde olduğu gibi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı da sadece toplumun geneli tarafından savunulan ve kabul gören görüş ve fikirleri korumakla yetinmez. Aksine toplumun genelini rahatsız edebilecek yahut onların belirli düzeyde tepkilerini çekebilecek bazı fikirleri savunma amacıyla da toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenebilir.

Anayasa Mahkemesi içtihatları gereği, bir toplantı veya gösteri yürüyüşünde açıklanan düşünce ve görüşlerin sırf çoğunluk ya da siyasal iktidar tarafından benimsenmemesi veya onlarda rahatsızlık uyandırması nedeniyle yasaklanması mümkün değildir. İfade edilen görüş ve eleştiriler ne derece sert ve rahatsız edici olursa olsun, şiddet içermediği ve barışçıl niteliğini koruduğu müddetçe, yetkili makamların her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşüne tahammül göstermesi ve hoşgörüyle yaklaşması demokrasinin asli gereğidir.

Son günlerde ülkemiz; anayasasızlaştırma ve otoriterleşmenin etkisiyle anayasal hakların dahi kullanılamadığı, hukukun üstünlüğünün yerine keyfiliklerin hüküm sürdüğü ciddi bir kriz halindedir. Vatandaşlarımız düşüncelerini özgürce ifade ederek iktidarı eleştiremeyecek duruma gelmiştir. İktidarın kendisini eleştiren her ses ve görüşe kendisini kapatarak; baskı ve korku politikaları ile kendisi gibi düşünmeyenleri terör ile ilişkilendirmesi kötü yönetiminin ve otoriterleşmesinin en açık kanıtıdır.

HDP’lilerin milletvekilliklerinin düşürülmesi ile başlayan süreçte, anayasal haklarını kullanarak yapılmak istenen “Demokrasi Yürüyüşü”, usulsüz bir şekilde alınan idari kararlar ile engellenmek istenmektedir. HDP’nin gösteri yürüyüşü nedeniyle henüz hiçbir kamu düzenine aykırılık gerçekleşmemişken daha en baştan tüm yürüyüşlerin ve şehre giriş çıkışların yasaklanması, anayasal özgürlükleri ölçüsüz olarak sınırlamaktadır.

Diğer taraftan, 15 Temmuz Gazilerimizin, yaşadıkları olağanüstü süreçte onlar adına toplanan bağışların akıbetini sorgulamak amacıyla, tamamen yasaya uygun olarak gerçekleştirmek istedikleri toplantı ve gösteri yürüyüşlerine de orantısız bir şekilde müdahale edilmiştir. Ne yazık ki anayasal ilkeler doğrultusunda söz konusu toplantının hukuk dışı uygulamalar ile ölçüsüz bir şekilde kısıtlanması, hukuk devletinde kabul edilemez niteliktedir.

Herkesin önceden haber vermeksizin, barışcıl bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabileceği açıkça anayasal bir hak ve ilkedir. DEVA Partisi olarak vatandaşlarımızın söz konusu anayasal hakkı kullanmasının anayasal sınırlar içerisinde sağlanmaması ve keyfi idari tasarruflarla engellenmesini kabul etmiyoruz. Bu minvalde şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi demokratik toplumun en temel değerleri arasında hukuk devletinin meşruiyet kaynağı olduğunu hatırlatmak isteriz. 15 Temmuz Gazilerimizin ve HDP’nin toplanma ve gösteri haklarının engellenmesi ve bu gösteriler sırasında kolluk kuvvetlerinin orantısız müdahalesini kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek isteriz.

Connect with Me: