Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Kararının Arkasında Yatan Sebepler [Gerçek Hayat Söyleşi]

Gerçek Hayat’tan Emeti Saruhan ile bir söyleşi gerçekleştiren TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak dondurulmasına yönelik teklifi oy çokluğuyla kabul etmesinin ardından Türkiye – Avrupa Birliği ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SÖYLEŞİYİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.

AP kararının ardından Türkiye – Avrupa Birliği ilişkileri [Star Gazetesi]

Star gazetesinden Fadime Özkan ile bir söyleşi gerçekleştiren TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak dondurulmasına yönelik teklifi oy çokluğuyla kabul etmesinin ardından Türkiye – Avrupa Birliği ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Perşembe günü Avrupa Parlamentosunda Türkiye ile üyelik müzakerelerini geçici süre dondurmayı tavsiye eden tasarı 37’ye karşı 479 oyla kabul edildi. 107 üye ise çekimser kaldı. AP’nin üyelik müzakerelerini sonlandırma veya dondurma yetkisi yok ama AB Konseyi ve üye ülke yönetimlerine bir tür tavsiyede bulunuyor ve durum o ki Avrupa Parlamentosu’nun kafası karışık falan değil. Türkiye’yi istemiyorlar. Öyle mi?

AB içerisinde Türkiye’yi hiçbir zaman görmek istemeyenler elbette var. Ayrıca üyelik müzakerelerinin başından beri oldukça kırılgan bir zemin üzerinde sürdürüldüğünü unutmamak gerek. Bu sürecin önünü açan Almanya’daki Schröder iktidarından kısa bir süre sonra, yani henüz 2005 yılında Merkel iktidarının imtiyazlı ortaklıkta ısrar etmiş olmasını göz ardı etmemeliyiz. Bu dönemde Avrupa liderleri tarihi bir fırsat kaçırdı. Ben Merkel’in o dönemde de bunun farkında olduğunu, fakat parti için muhalefete gücü yetmediğini düşünüyorum. Yani Türkiye’nin AB’ye üyeliği müzakerelerinde tüm taraflar başından beri zorlu bir sürecin içindeydiler. Diğer tarafta bugün 479 parlamenter üyelik müzakelerinin geçici olarak durdurulmasını talep ederken unutmayalım ki Aralık 2004’te 407 üye de Avrupa Parlamentosunda üzerinde Türkiye ve AB bayrağının olduğu ‘Evet’ pankartını kaldırıyordu. “Türkiye’nin üyeliğini zaten hiç istemiyorlardı.” diyerek tepkisel bir tutum da takınabiliriz, “Geçmişte neden kabul ettiler de bugün bu manzarayla karşı karşıyayız?” diye de sorgulayabiliriz. Her iki yaklaşım için de fazlasıyla gerekçe öne sürülebilir.

RÖPORTAJIN DEVAMI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.

SÖYLEŞİNİN KÜPÜR HALİ İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.

Hürriyet Söyleşi: Türkiye-Almanya ilişkileri ve Türkiye Avrupa’dan uzaklaşıyor iddiaları

Çeşitli temaslarda bulunmak için Berlin’de bulunan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Hürriyet Almanya muhabiri Celal Özkan ile bir söyleşi gerçekleştirdi ve Türkiye’ye uyum, Türkiye-Almanya ilişkileri, Türkiye Avrupa’dan uzaklaşıyor iddiaları üzerine ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu.

* Gergin bir dönemden geçen Türkiye Almanya ilişkilerinin geleceğini, nasıl görüyorsunuz?

Türkiye Almanya ilişkilerinde özellikle son yıllarda bu ilişkilerin olumlu seyretmesinin önünde çok negatif etkenler ön plana çıktı. Sol Parti bugün PKK ile açık ittifak içerisinde. Yeşiller PKK’ya yakın olan unsurlarla çok yakın ilişkiler içerisinde. Bunlar Almanya’nın milli menfaatlerinin önüne geçerek, Türk Alman ilişkilerini belirleyebilecek, yönlendirebilecek bir potansiyele sahip.

* Ama buna Türkiye’deki gelişmeler fırsat sunmuyor mu?

Tabii, dilimiz çok hissi. Türkiye’de dil maalesef çok tepkisel olabiliyor. Oysa çok daha soğukkanlı ve teknik bir dil kullanmalıyız… Avrupai bakış açısının kavranması konusunda Türkiye’de eksiklikler olduğu bir gerçek. Avrupa’nın Türkiye’yle ilgili eleştirilerinin bir boyutu itibariyle Avrupalıların düşünce mantığını daha iyi kavramak gerekiyor. Ama diğer tarafta Avrupa’da Türkiye’yle ilgili yayınlar da bunu destekliyor.

* Avrupa, Türkiye nereye gidiyor sorusunu tartışıyor. Rusya ve Çin’e yöneliyor tartışmaları var. Türkiye Avrupa’dan uzaklaşıyor mu?

Ben AB’nin önümüzdeki bir yıl içerisinde çok ciddi kriz ve sorunlarla karşı karşıya kalacağını görüyorum. 2017 yılı içerisinde de Türkiye’ye yönelik somut perspektifin oluşturulamayacağı kanaatindeyim. Burada Türkiye ile sorunlar ön plana çıkartılıyor ama şu anda Avrupa da geldiği nokta itibarıyla Türkiye’yi ya da yeni üyeleri kaldırabilecek bir durumda değil. Terör bitmeden Türkiye’yi normal şartlara kavuşturmak mümkün olmayacağı gerçeğini de dikkate alarak, terörün bitirilmesi noktasında olağanüstü halin şartlarından istifade ederek en kısa zamanda tekrar Türkiye’nin AB’deki taleplerinin mücadelesini vermesi gerektiğini düşünüyorum. Normal üyelik olmasa bile bundan bağımsız bir biçimde Avrupa’nın temel kıstaslarının Türkiye’de de geçerli kılınması noktasında mücadelemizi sürdürmemiz gerekir.

Röportajın tamamı için lütfen tıklayınız.

AB Üzerine Düşeni Yapmıyor

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, sığınmacılara yönelik tutumu nedeniyle Macaristan’a tepki gösterdi: “Macaristan’ın sığınmacılara yönelik izlediği politikayla ilgili AB üzerine düşeni yapmıyor.”

Avrupa’nın sığınmacılara yönelik tavrını Sputnik’e değerlendiren TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Partili Mustafa Yeneroğlu, “Macaristan’daki ‘sığınmacı referandumu’ yetersiz katılımdan ötürü iptal oldu. Özellikle de Macaristan’da. Gerçekten oraya gelen mültecilerin çoğu yerde can güvenlikleri yok. Kaldıkları yerler insani şartların en asgarisine uymuyor. Aynı zamanda bunu da Macaristan yetkili makamları bir nevi teşvik ediyor. Bu sadece bizim tarafımızdan dile getirilen bir husus değil. Macaristan ile ilgili bağımsız insan hakları kuruluşları da bu ciddi sorunları, bu insanı tutumları dile getirmektedir. Bununla ilgili AB bize göre üzerine düşeni yapmıyor. Kendi üyesiyle ilgili bu konularla ilgili çok daha kararlı, üzerine giden bir tutum içerisinde olması gerekirken Macaristan’ın da altından kalkamayacağını düşünerek ki, Macaristan mülteci sorunun altından kalkamıyor, kalkamamasının sebebi de ideolojik, yani sadece fiili durumla ilgili değil. Aslında halk bu konularla ilgili hükümet gibi düşünmediğini referandumda da ortaya koydu, sandığa gitmeyerek ortaya koyduğu tutumla da çok net gösterdi. Fakat Macaristan’da hükümetin, sığınmacılar Macaristan rotasını kullanmasınlar diye özellikle Macaristan’da gayri insani tutumlar ve mültecilere yönelik insan haklarını hiçe sayan tutumların kamuoyunda duyulması noktasında hiç rahatsız değil. Tam tersi bunların özellikle duyulmasını, demek ki istiyorlar ki, Macaristan’a insanlar gitmesin. Bu da kabul edilebilecek bir durum değil.” dedi.

Söyleşinin devamı için: http://sptnkne.ws/cuky

Yeneroğlu: “Macaristan’ın sığınmacı politikasında Türkiye’den örnek alması gereken pek çok uygulama var!”

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, sığınmacıların Macaristan’da karşılaştığı kötü muameleyle ilgili, “Macaristan’ın sığınmacılara karşı sistematik olarak uyguladığı kaygı verici muameleler artarak devam etmekte. Ülkede sığınmacılarla ilgili yaşananlar, başta insani ve ahlaki sorumluluklar olmak üzere Türkiye’den örnek alınması gereken pek çok uygulama olduğunu gösteriyor. ” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları ifade etti:

“Sığınmacılarla yönelik sert ve dışlayıcı bir politika yürüten Macaristan hükümeti, Avrupa Birliği’nin üye ülkeler için belirlediği mülteci kotaları hakkındaki kararına karşı çıkmaya devam ederken, bağımsız kuruluşların yayınladığı raporlar Macaristan’daki sığınmacıların durumunu gözler önüne seriyor. Ülkeye girebilen sığınmacılara çok kötü yaşam koşulları sunulduğu, güvenlik güçlerinin sığınmacılara karşı fiziksel şiddet uyguladığı ve hükümetin sığınmacılara karşı yabancı düşmanlığı içeren reklamlar için milyonlarca Euro harcadığı ifade ediliyor.

Macaristan’ın sığınmacılara karşı uyguladığı bu kaygı verici muameleler, sorunun bir an önce giderilmesi gerektiğini gösteriyor. Sığınmacıların en azından asgari ihtiyaçlara uygun ortamlarda barınabilmeleri sağlanmalı ve bunun için de öncelikle sığınmacıları sorun olarak gören anlayıştan vazgeçilmelidir. Ne yazık ki bugün savaş ve ölümden kaçıp güvenli bir yaşam alanı arayan sığınmacılar, insani olmaktan çok uzak muamelelere muhatap olmaktadırlar. Kendi ülkelerini terk etmek zorunda bırakılmış insanlar için yapılması beklenen; kendilerinden nefret edildiğini düşündükleri ortamlar değil, huzur ve güven bulabilecekleri yeni yaşam alanları oluşturabilmektir. Bu çerçevede Macaristan’da sığınmacılarla ilgili yaşananlar, başta insani ve ahlaki sorumluluklar olmak üzere Türkiye’den örnek alınması gereken pek çok uygulama olduğunu gösteriyor.”

Almanya’nın Avrupa’dan Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth’un TBMM Ziyareti Hakkında

Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı nezdinde Devlet Bakanı Michael Roth ve beraberindeki heyet, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu’nu ziyaret etti.

Türkiye-Almanya ilişkilerinin sahip olduğu derinlikli bağın altının çizildiği görüşmede, Türkiye ile Almanya arasındaki dayanışma ve işbirliği zeminine dikkat çekildi. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin bir takım konjonktürel gerginliklere kurban edilecek nitelikte olmadığı ifade edildi.

Yetkililer ziyaret kapsamında darbe teşebbüsü ve sonrasında alınan tedbirler, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu terörle mücadelede Avrupa ülkelerinden beklediği destek ayrıca Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin seyri ve çifte vatandaşlık konusu üzerine fikir alışverişinde bulundular. Darbe kalkışması bağlamındaki değerlendirmesinde Türkiye’nin anayasal düzeninin ve devletin korumakla mükellef olduğu özgürlüklerin saldırıya uğradığını vurgulayan Yeneroğlu, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS), demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini temel referans noktaları olarak aldığının altını çizdi.

Ziyaret, Meclis’in 15 Temmuz FETÖ’nün darbe girişiminde hasar gören bölümlerini gezilmesinin ardından son buldu.