Yaşananların yüzde biri Avrupa’da olsa reaksiyonları totaliter olurdu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamın yüzde biri Avrupa ülkelerinin herhangi birisinde olsaydı, Avrupa ülkelerinin reaksiyonu, totaliter bir reaksiyon olurdu. O devletlerin tamamı totaliter devletlere dönüşürdü.” dedi.

Yeneroğlu, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı değerlendirmede, Almanya’da 2015 yılında emniyet güçlerinin halka yönelik şiddetinin sayısının 2 bin 300’ün üzerinde olduğunu, tahkikat başlatılanların sayısının 53’ü, yargılamaların ise 3-5’i geçmediğini, insan hakları ideallerinin şu veya bu ülkeyi temsil etmediğini, tanımlamadığını, her ülke için her gün sınanan değerler olduğunu, devamlı Türkiye’ye ders vereceğim edasıyla bu meselelerin gündeme getirilmesinin hiçbir karşılığının olmadığını bildirdi.

Röportajın devamı için lütfen tıklayınız: http://aa.com.tr/tr/politika/yeneroglu-yasananlarin-yuzde-biri-avrupada-olsa-reaksiyonlari-totaliter-olurdu/643363

PKK Terörü: Mustafa Yeneroğlu kendisine yöneltilen ölüm tehdidi nedeniyle Almanya’da suç duyurusunda bulundu

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu kendisine yöneltilen ölüm tehdidi nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Bir PKK mensubu Twitter üzerinden Yeneroğlu’nu öldürmekle tehdit etmişti.

Almanya’da da terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nın ülkede hiçbir cezai müeyyideye tabi tutulmaksızın propaganda yapabiliyor oluşundan cesaret alan bir PKK mensubu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’na ölüm tehdidinde bulundu. “PKKURDISTAN” isimli bir kullanıcı (04.09.2016 pazar gecesi) Yeneroğlu’na Twitter üzerinden galiz küfürler savurduktan sonra onu öldürmekle tehdit etti. Mustafa Yeneroğlu bunun üzerine pazartesi günü bu kişi hakkında hem Köln hem de Hamburg savcılıklarına suç duyurusunda bulundu.

Yeneroğlu, “Almanya sürekli olarak PKK ve uzantıları tarafından propaganda alanı olarak kullanılmaktadır. Hatta Alman Parlamentosu’nda temsil edilen Sol Parti’nin lideri Bernd Riexinger bile Köln’deki PKK gösterisinin düzenlenmesinde sorumluluk üstlenmiş ve sahnede konuşanlardan biri olmuştur.” açıklamasında bulunurken, samimi bir şekilde teröre karşı duranlara seslerini yükseltme ve dayanışma çağrısında bulundu. Medyaya da seslenen Yeneroğlu, PKK temsilcileri ve sempatizanları tarafından PKK karşıtlarına yöneltilen tehditleri de göz önünde bulundurmalarını, PKK terörü hakkında haber yapış biçimlerini bu vesileyle tekrar gözden geçirmelerini istedi.

Yeneroğlu bilhassa Sol Parti liderinden kendisine yöneltilen ölüm tehdidine dair “açık bir kınama” beklediğini söyleyerek, “Sayın Bernd Riexinger’i o yere göğe sığdıramadığı terör organizasyonunun gerçek karakteri ile yüzleşmeye davet ediyorum.” dedi.

Yeneroğlu son olarak şunları söyledi: “Tabii ki bu korkakça saldırılardan şahsım adına herhangi bir endişe duymuyorum ve ikinci memleketim olan Almanya’yı bundan sonra da ziyaret etmeye devam edeceğim. Bu şartlarda benim güvenliğim hakkında gerekli tedbirleri almak Alman polisinin sorumluluğundadır.”

İlgili tehdidin ekran görüntülerini içeren Twitter linki: https://twitter.com/myeneroglu/status/772523128367017984

PKK-Terror: Mustafa Yeneroğlu stellt in Deutschland Strafanzeige wegen Morddrohung gegen ihn

Der türkische Abgeordnete Mustafa Yeneroğlu (AK Partei) hat Strafanzeige wegen einer Morddrohung gegen ihn gestellt. Ein PKK-Anhänger hatte ihm auf Twitter gedroht, ihn umzubringen.

Augenscheinlich bestärkt von der Tatsache, ungestraft Propaganda für die auch in Deutschland als Terrororganisation eingestufte PKK betreiben zu können, hat ein mutmaßlicher PKK-Anhänger eine Morddrohung gegen Mustafa Yeneroğlu (AK Partei), Vorsitzender des Menschenrechtsausschusses der Großen Nationalversammlung der Türkei, ausgesprochen. Auf dem Kurznachrichtendienst Twitter beschimpfte der Nutzer mit dem Synonym “PKKURDISTAN” den Abgeordneten (Sonntagnacht, 4.9.16) und schrieb in türkischer Sprache, dass er ihn umbringen werde.

Mustafa Yeneroğlu hat daraufhin an diesem Montag Strafanzeige gegen die Person gestellt sowohl bei der Staatsanwaltschaft Hamburg als auch bei der Staatsanwaltschaft Köln. “Deutschland wird immer hemmungsloser von der PKK und ihren Ersatzorganisationen als Plattform für ihre Propaganda genutzt. Sogar der Vorsitzende der im Bundestag vertretenen Linkspartei, Bernd Riexinger, ließ sich bei der PKK-Demo in Köln von den Veranstaltern einspannen und war einer der Redner auf der Bühne”, erklärt Yeneroğlu.

Der AK-Partei-Abgeordnete erwartet “von den aufrichtigen Gegnern des Terrors ein klares Zeichen der Solidarität und Anteilnahme”. Er ruft auch die Medien auf, “ihre Form der Berichterstattung in puncto PKK-Terror – auch vor dem Hintergrund der Drohkulisse die durch deren Vertreter und Sympathisanten in Deutschland gegen ihre Kritiker aufgebaut wird -, kritisch auf den Prüfstand zu stellen.”

Besonders von dem Vorsitzenden der Linkspartei erwartet Yeneroğlu eine “unmissverständliche Verurteilung” der gegen ihn ausgesprochenen Morddrohung. “Ich rufe Bernd Riexinger auf, sich mit dem wahren Charakter der von ihm hofierten Terrororganisation kritisch auseinanderzusetzen”, erklärt Yeneroğlu.

Yeneroğlu abschließend: “Selbstverständlich lasse ich mich von diesen feigen Angriffen auf meine Person nicht einschüchtern und werde auch in Zukunft regelmäßig mein zweites Heimatland Deutschland besuchen. Es ist Aufgabe der Polizei, ausreichende Vorsorgemaßnahmen für meine Sicherheit zu ergreifen.”

Link zum Tweet mit Screenshots: https://twitter.com/myeneroglu/status/772523128367017984

PKK liderleri Köln’de terör kurbanlarını aşağılarken Almanya seyrediyor!

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından terör örgütü PKK’nın kolu olarak değerlendirilen Nav-Dem’in önderliğinde cumartesi (03.09.2016) günü Köln’de yapılan PKK gösterisi münasebetiyle bir açıklama yaptı. “PKK terörü daha içinde bulunduğumuz hafta sonunda birçok insanın hayatına kastetmişken Almanya, Türkiye ile dayanışma göstereceği yerde PKK liderlerinin Köln’de terör kurbanlarını aşağılamasına müsaade etmiştir. Bunun kabul edilebilecek bir yanı yoktur.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu hafta sonu 29 insanımız PKK terörünün kurbanı olmuştur. PKK Almanya’da da terör örgütü olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Ama bu yasak maalesef sadece kağıt üzerindedir. Nitekim PKK’nın kolları bu hafta sonu Köln’de uluorta terör gösterisi yapabilmiş ve terör kurbanlarını aşağılayabilmiştir. PKK terör örgütü NAV-DEM Köln Polisi’nin gözleri önünde PKK’nın Avrupa’daki mensuplarını bir araya toplamıştır.

Terör örgütü liderleri yurt dışından davet edilerek ağırlanmış, hatta video konferans yoluyla bağlantı kurulmuştur. Şu an PKK’nın başında bulunan Cemil Bayık video konferans yoluyla yandaşlarına hitap etmiştir. Aynı yöntem birkaç hafta önce demokrasi mitinginde Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan için uygulanmak istendiğinde bu uygulama mahkeme tarafından engellenmiştir.

Ayrıca PKK’nın Suriye’deki kolunun lideri olan, insan hakları örgütleri tarafından da PKK/PYD terör devleti kurmak amacıyla Kuzey Suriye’de etnik temizlik yapmakla suçlanan Salih Muslim de konuşmacılar arasındaydı. Ellerine kan bulaşmış teröristlerin evlerine düzenli olarak taziyeye giden ve PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen HDP Başkanı Selahattin Demirtaş da yine konuşma yaptı. Konuşmacıların hepsi de sahnedeki Öcalan resmi önünde propagandalarını gerçekleştirdiler. Konuşmalarında ‘direniş’ ve Türkiye’ye karşı silahlı mücadele çağrısında bulundular! Bu terör resminin mütemmim cüzü de askerî nizamda yapılan yürüyüştü. Askerî kostümler içerisinde yasaklı bayraklar ve semboller dalgalandırıldı, çocuk militanlara oyuncak silahlarla kameralar önünde gururla poz verdirildi!

İlginç bir şekilde Alman medya organları bu apaçık terör propagandasını hep bir ağızdan ‘Kürtlerin mitingi’ diye isimlendirerek önemsizleştirdi, sevimlileştirdi ve şiddetin aleni bir şekilde yüceltildiği bu organizasyonunu ‘halk festivali’ olarak sundu. Aynı basın mensuplarının Köln’ün aynı noktasındaki demokrasi mitingini sorunsallaştırmakta ve katılımcıları Türkiye’nin Almanya’ya uzanan kolları olarak yaftalamakta bazı politikacılarla âdeta yarıştığını düşündüğümüzde, bugün görülen kayıtsız tutum oldukça ilginçtir.

Almanya, o her zaman ifade ettiği insan hakları konusunda tavizsiz olma durumunu PKK ile yürüttüğü bu sorumsuz ilişki nedeniyle zedelemektedir. Türkiye’de teröre kurban giden insanların acıları, bu terörün müsebbiplerine Almanya’da ellerini kollarını sallayarak gösteri yapma imkânı sunulmasından da anladığımız kadarıyla ciddiye alınmamaktadır. Düşünün ki Almanya’da bir hafta sonunda 30 kişi terör kurbanı oluyor, ama buna sebep olan terör örgütü müttefik ülkede bu barbarca eylemi kutlayabiliyor. Bu hem kabul edilemez bir tutumdur, hem insan haklarının ağır ihlalidir, hem de Almanya’nın itibarı açısından bakıldığında utanç vericidir.

Türk halkının, uluslararası terörle mücadelede Almanya’nın bu içi boş dayanışmasıyla alakalı pek de bir değişim olmadığına dair algısı giderek kuvvetlenmektedir. PKK’ya Almanya’da müsade edilmekte, onun Türkiye karşıtı propagandasının engellenmesi bir kenara bir de Almanya bu propagandaya kendisini teslim ederek Türkiye’nin siyasi açıdan istikrarsızlaşması pahasına buna boyun eğmektedir. Almanya’daki siyasi sorumlular uluslararası terörizme dair bu seçici algıları sebebiyle sadece kendi inanılırlıklarını zedelemekle kalmamakta; aynı zamanda Türkiye’nin terörle mücadelesini zayıflatmak, kendi vatandaşlarının ve Avrupa halkının güvenliğini tehlikeye atmak gibi sonuçlara neden olmaktadırlar.”

PKK-Führer verhöhnen in Köln Terror-Opfer und Deutschland schaut zu!

“Der PKK-Terror hat auch an diesem Wochenende viele Menschen aus dem Leben gerissen. Anstatt sich solidarisch mit der Türkei zu zeigen, hat Deutschland PKK-Führern in Köln die Verhöhnung der Opfer erlaubt. Das ist inakzeptabel”, erklärt Mustafa Yeneroğlu (AK Partei), Vorsitzender des Menschenrechtsausschusses der Großen Nationalversammlung der Türkei, anlässlich der PKK-Demo am Samstag (3.9.16) in Köln. Hauptveranstalter ist Nav-Dem. Laut Verfassungsschutz ist diese eine Nebenorganisation der verbotenen PKK. Yeneroğlu weiter:

“29 Menschen sind alleine an diesem Wochenende dem PKK-Terror zum Opfer gefallen. Die PKK ist auch in Deutschland als Terrororganisation eingestuft und verboten. Aber leider nur auf dem Papier. Denn deren Ableger durften an denselbem Wochenende in Köln ungeniert dem Terror frönen und die Opfer verhöhnen. So hat die PKK-Tarnorganisation NAV-DEM, unter den Augen der Kölner Polizei, das ‘Who is Who’ der PKK in Europa versammelt.

Sie haben Terrorpaten aus dem Ausland eingeladen und, man höre und staune, sie sogar per Videokonferenz zugeschaltet. So durfte der amtierende PKK-Führer Cemil Bayık über eine Videoleinwand das Wort an seine Getreuen richten. Dasselbe wurde noch vor wenigen Wochen bei der Demokratie-Kundgebung im Fall des türkischen Staatspräsidenten Recep Tayyip Erdoğan per Gerichtsbeschluss untersagt.

Außerdem gesprochen hat Salih Muslim, der Führer der PKK-Zweigstelle in Syrien, dem auch Menschenrechtsorganisationen die ethnische Säuberung von Nordsyrien zum Zweck der Gründung eines PKK/PYD-Terrorstaats zuschreiben. Selbstverständlich war auch Selahattin Demirtaş, der Chef der HDP, der regelmäßig Familien von getöteten Terroristen besucht und die PKK selbstverständlich nicht als Terrororganisation versteht, einer der Sprecher. Sie alle agitierten mit dem Konterfei des Terroristenführers Öcalan im Hintergrund direkt von der Bühne. In ihren Reden riefen sie zum Widerstand und damit auch zum bewaffneten Kampf gegen die Türkei auf! Das Gesamtbild komplettierten Märsche im Gleichschritt. In Militärkostümen wurden Fahnen und Flaggen mit verbotenen Symbolen geschwenkt; mit Spielzeuggewehren ausgestattete Kindersoldaten posierten stolz in die Kameras!

Interessanterweise haben deutsche Medienmacher die unverhohlene Terrorpropaganda unisono als ‘Kurden-Demo’ – sofern sie überhaupt thematisiert wurde – verniedlicht und trotz Gewaltverherrlichung und permanenter Rechtsverstöße auch vor laufender Kamera den ‘Volksfestcharakter’ der Veranstaltung herausgestellt. Diese indifferente Haltung überrascht umso mehr, als die selben Medienvertreter noch vor wenigen Wochen die Demo gegen den Militärputsch und für die Demokratie am gleichen Platz in Köln im Wettbewerb mit manchen Politikern durchweg problematisierten bzw. die Teilnehmer als verlängerten Arm der Türkei stigmatisierten.

Deutschland diskreditiert mit diesem unverantwortlichen Umgang mit der PKK den immer wieder geäußerten Anspruch, in Menschenrechtsfragen kompromisslos zu sein. Es setzt sich zurecht dem Vorwurf aus, den Terror dieser Mörder in der Türkei nicht ernst zu nehmen, wenn es sie in Deutschland quasi ungestört feiern lässt. Man stelle sich ein Wochenende in Deutschland vor, an dem 30 Terroropfer beklagt werden. Gleichzeitig darf die verantwortliche Terrororganisation im befreundeten Nachbarland ihre barbarischen Taten feiern. Dies ist nicht nur inakzeptabel, sondern auch ein grober Verstoß gegen Menschenrechte und für das Ansehen des Landes beschämend.

Die türkische Bevölkerung gewinnt immer mehr den Eindruck, dass es mit der gebetsmühlenartigen versicherten Solidarität Deutschlands im Kampf gegen den internationalen Terrorismus nicht weit her ist. Die PKK lässt man uneingeschränkt gewähren, ihre antitürkische Propaganda wird nicht nur nicht unterbunden, sondern Deutschland lässt sich davon auch noch leiten und nimmt so sogar die politische Destabilisierung der Türkei billigend in Kauf. Die politisch Verantwortlichen in Deutschland setzen mit dieser selektiven Wahrnehmung des internationalen Terrorismus nicht nur ihre Glaubwürdigkeit aufs Spiel, sondern Schwächen auch den Kampf des Bündnispartners Türkei, die Sicherheit seiner eigenen Bürger und auch der Bevölkerung Europas zu gewährleisten.”

Almanya’da PKK Mitingi – Terörle mücadelede dayanışma nerede?

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, terör örgütü PKK’nın kolu olarak değerlendirilen Nav-Dem’in önderliğinde cumartesi (03.09.2016) günü Köln’de yapılacak gösteri münasebetiyle bir açıklama yaptı. “Köln’deki demokrasi mitingini yüksek sesle eleştiren gazeteci ve siyasetçiler aynı şehirde bir terör örgütünün düzenleyeceği gösteri karşısında nedense birden sessizliğe büründüler. Bu çifte standarda sahip olanlar kendi güvenilirliklerini elleriyle yok ediyorlar.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gösteriyi düzenleyen ve PKK’nın kolu olan örgüt aynen PKK gibi yasaklı durumdadır (§ 8 VereinsG). Ama öyle görünüyor ki bu durum kimseyi ilgilendirmemektedir. Birçok Alman şehrinde her gün terör örgütü PKK’nın propagandası yapılmaktadır. Yasaklı bayraklar ve semboller ortalıkta kol gezmektedir. Köln’deki PKK gösterisinde de aynısı olacaktır. İlginç bir şekilde sözde ‘eleştirel kamuoyu’ndan ise hiçbir tepki gelmemektedir. Gösteri öncesinde ne Emniyet Teşkilatı’ndan bir demeç gelmiş ne de terör propagandası medyada konu edinilmiştir.

Dışarıdaki çatışmaların Almanya’ya taşınmasını istemeyen politikacılar nerede? Her gün Türkiye’nin iç işleri hakkında yorum yapıp duran, ama Türkiye kökenli vatandaşlar demokrasinin güçlendirilmesini amaç edinen bir mitingde birlik beraberlik adına bir araya gelmek istediklerinde rahatsız olan politikacılar bugün neredeler? Köln’de açıktan açığa PKK ile birlik ve beraberlik mitingi düzenleniyor. Vatandaşlık durumlarını sorgulamalar ya da oturum izinlerini iptal etme talepleri nerede? PKK terörü daha bu yıl yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, binlerce insanın yaralanmasına sebep oldu. Hemen her gün siviller ve güvenlik güçlerine mensup insanlar PKK bombalarıyla kurban ediliyorlar.

Terörle mücadelede Türkiye’yle birliktelik böyle mi oluyor? Anayasayı Koruma Teşkilatı raporlarında da görüleceği üzere, resmî Alman güvenlik raporlarında Almanya’yı geri çekilme, eleman toplama ve finansal destek alanı olarak kullanan bir terör organizasyonuyla tutarlı bir şekilde mücadele edileceğine maalesef bunun tam tersi yapılıyor.

İnsan hakları söz konusu olduğunda Türkiye’ye sürekli parmak sallayan politikacılar PKK’ya karşı umursamaz tavırlarını devam ettirdikleri sürece güvenilirlik olmaktan uzaktırlar. Zira insan haklarının korunması ve uygulanması için terörle mücadele olmazsa olmazdır. Aynı durum kendisini demokrasinin kontrol mekanizması olarak göstermekten geri durmayan, Türkiye’ye sık sık tek taraflı eleştiriler göndermeye pek meraklı iken söz konusu PKK olunca yüzünü başka yöne çeviren medya için de geçerlidir. Aynı medya nedense bir terör organizasyonunun Almanya’da nasıl bu kadar rahat bir şekilde faaliyet gösterebildiğini sorgulamamaktadır. Her tarafa yayılan bu çifte standartlı tutum Almanya-Türkiye ilişkilerine zarar vermekte, Almanya’daki Türklerin mevcut rahatsızlıkları daha da derinleştirmekte, bu sadık topluluğun kendisini yabancı hissetmesine katkı sağlamaktadır.”

PKK-Demo in Köln – Wo ist die Solidarität im Kampf gegen den Terror?

“Medienmacher und Politiker, die die Demokratie-Kundgebung in Köln noch lauthals kritisierten, sind vor der Demo einer Terrororganisation in derselben Stadt plötzlich verstummt. Mit dieser Doppelmoral sind sie nicht glaubwürdig”, erklärt Mustafa Yeneroğlu (AK Partei), Vorsitzender des Menschenrechtsausschusses der Großen Nationalversammlung der Türkei, anlässlich der PKK-Demo am Samstag (3.9.16) in Köln. Hauptveranstalter ist Nav-Dem. Laut Verfassungsschutz ist diese eine Nebenorganisation der verbotenen PKK. Yeneroğlu weiter:

“Der Veranstalter ist als Ersatzorganisation der PKK kraft Gesetzes ebenfalls verboten (§ 8 VereinsG). Offenbar interessiert das niemanden. In vielen deutschen Städten wird täglich Propaganda für die Terrororganisation PKK betrieben. Es werden verbotene Fahnen, Symbole und andere Kennzeichen geschwenkt. Genauso wird die PKK-Demo in Köln ablaufen. Überraschenderweise gibt es hier keinen Aufruhr der sog. ‘kritischen Öffentlichkeit’. Auch ist im Vorfeld der Veranstaltung weder ein Statement der Polizei zu vernehmen, noch ist die Propaganda für den Terror Thema in den Medien.

Wo sind die Politiker, die nicht wollen, dass externe Konflikte in Deutschland ausgetragen werden? Politiker, die sich täglich zur türkischen Innenpolitik äußern, aber sich künstlich aufregen, wenn türkeistämmige Bürger sich zu einer parteiübergreifenden Solidaritätskundgebung zur Stärkung der Demokratie versammeln wollen. Wo sind sie heute? In Köln findet unverhohlen eine Solidaritätskundgebung für die verbotene Terrororganisation PKK statt. Wo sind die Fragen nach der Staatsbürgerschaft oder Forderungen nach aufenthaltsbeendenden Maßnahmen? Der Terror der PKK hat allein im laufenden Jahr schon hunderte Menschenleben gefordert und Tausende verletzt. Nahezu täglich fallen Zivilisten und Sicherheitskräfte PKK-Bomben zum Opfer.

Solidarität mit der Türkei im Kampf gegen den Terror sieht anders aus. Eine Terrororganisation, die nach offiziellen deutschen Sicherheitsberichten – siehe Verfassungsschutzbericht – Deutschland als Rückzugs-, Rekrutierungs-, und Finanzierungsraum nutzt, wird leider entgegen allen Beteuerungen nicht konsequent bekämpft, im Gegenteil.

Politiker, die der Türkei gegenüber in Menschenrechtsfragen den Zeigefinger permanent erhoben halten, sind nicht glaubwürdig, solange sie nicht den laxen Umgang mit der PKK in Deutschland geißeln. Denn der Einsatz für Menschenrechte beginnt nicht zuletzt im Kampf gegen den Terror. Ebenso die Medien, die sich sonst gerne als öffentliche Kontrollinstanz der Demokratie rühmen, die Türkei oft einseitig kritisieren, aber im besten Fall sehr oft wegsehen, wenn es um den Terror der PKK geht. Kritische Fragen, wie es sein kann, dass eine Terrororganisation in Deutschland so agieren kann, stellen sie sich nicht. Diese weit verbreitete Doppelmoral belastet die deutsch-türkischen Beziehungen, verstärkt die bestehenden Irritationen in der türkischen Öffentlichkeit und nicht zuletzt bei den Deutsch-Türken, die sich Deutschland verbunden fühlen und trägt zur emotionalen Entfremdung dieser loyalen Bevölkerungsgruppe bei.”