İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu 23-26 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerine, “Bu seçimlerde ırkçı popülist partilerin güç kazanması insan hakları, hukuk devleti ve çoğulcu demokrasi değerlerini tehdit eden bir gelişme olacaktır. Bu vahim tablonun ortaya çıkmaması için herkesi sandığa gitmeye davet ediyorum. Sahayı aşırı sağa bırakmamak için demokratik mücadelede bireysel sorumluluğu yerine getirmek şarttır.” sözleriyle dikkat çekti. Yeneroğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Avrupa Birliği, bugün üye ülke vatandaşlarının günlük yaşamını doğrudan etkileyen bir konuma sahiptir. Zira ülkelerin uymak zorunda oldukları çerçeve kanunları AB kurumlarınca yasalaştırılıyor. Birliğin yasama organı olan Avrupa Parlamentosu bu süreçte kilit rol oynuyor. Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya ve Belçika gibi AB üyesi ülkelerde 23-26 Mayıs tarihlerinde yapılacak seçimlerle Avrupa Parlamentosu yenilenecek, önümüzdeki 5 yıl için yeni üyeler seçilecektir.

Avrupa Parlamentosu, üye ülkelerde yaşayan Türkiyeli göçmenler ve Müslümanlar için de önem taşıyor. Nitekim parlamento tarafından yapılan hukuki düzenlemeler onları da etkiliyor. Avrupa ülkelerinde yaşayan azınlıklar bağlamında parlamentonun AB’nin kurucu değerlerine sadık kalması hayati önem taşıyor. İnsan hakları, hukuk devleti ve çoğulcu demokrasi gibi siyasi değerler bu kesimin temel hakları için teminat oluşturuyor. Bu kurumsal değerler bir yandan AB çatısı altındaki çoğulculuğu güçlendirirken diğer yandan da dünyada bu değerlerin yaygınlaşmasına destek oluyor.

Yapılacak seçimler için aşırı sağ partilerin milletvekili sayısını endişe verici düzeyde artıracağı tahmin ediliyor. Böyle bir durum öncelikle Avrupa’nın içine kapanmasını teşvik edecek ve özgürlükçü demokratik değerlerin altının daha fazla oyulmasını tetikleyecektir. Nasıl ki üye ülkelerde aşırı sağın yükselişiyle bu değerler tehdit altındaysa aynı durumun AB boyutunda yaşanması da kaçınılmazdır. Geçmişte kabul edilemeyecek göçmen karşıtı ve İslam düşmanı söylemler bugün ülkelerde yaygınlık kazanmış, adeta toplumsal kültüre dönüşmüştür. Yine ülkelerde göçmenlere ve Müslümanlara yönelik saldırılar artmıştır. Avrupa Parlamentosu yaşanan bu gelişmelere karşı mücadelede ulus ötesi anahtar kurumlardandır. Kültürel ve dini kimlikler üzerinden ırkçılık yapan hareketlerin bu yapıda güçlenmesiyle gelecekte AP üzerinden göçmenlerin ve Müslümanların temel haklarının kısıtlanması mümkün olacaktır.

Bu kapsamda seçimlerin olduğu ülkelerdeki tüm göçmenleri yapılacak olan seçimlerde oylarını kullanmaya davet ediyorum. Sahayı aşırı sağa ve ırkçı popülizme teslim etmemek için demokratik mücadelede bireysel sorumluluğu yerine getirmek herkes için şarttır. Bu hassasiyeti çevremizle de paylaşmamız, etrafımızdaki seçmenlerin de oy kullanmasını sağlamamız, sandığa kitle olarak sahip çıkmak adına önemlidir. Irkçılığa karşı duruş sergileyip, çoğulcu toplumu savunan partilere verilecek her bir oy, özgürlükçü demokrasilerin geleceğine yapılacak bir yatırımdır.”

Connect with Me: