15 Ekim Pazar günü gerçekleşecek olan Avusturya Genel Seçimlerinde ülkedeki Türkiye kökenli vatandaşlara oy kullanma çağrısında bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Avusturya’da yaşayan azınlıkların seçime katılım sağlamaları hak ve menfaatlerini destekleyen partilerin güç kazanması açısından elzemdir. Kullanılmayan her oy dolaylı olarak aşırı sağ kanada verilmiş bir fırsattır. Bunun oluşmaması ve siyasi alanda daha etkin olabilmeleri için özellikle Türkiye kökenli seçmenleri oy kullanmaya çağırıyorum.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:
“Avusturya, Mayıs 2017’de Başbakan Yardımcısı ve Halk Partisi (ÖVP) Başkanı Reinhold Mitterlehner’nın istifasının ardından erken seçim kararı almıştı. Seçim tarihinin netleşmesinin ardından yürütülen seçim kampanyalarında; göç, sığınmacı krizi, göçmenlerin ülkeye uyumu, güvenlik, sınırların korunması ve merkez sağ partisi ÖVP ile aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) arasındaki olası koalisyon konuları öne çıkmıştır.
Ülkede yaşayan başta Türkiye kökenli seçmenler olmak üzere tüm azınlıkların seçime katılım sağlamaları hak ve menfaatlerini destekleyen partilerin güç kazanması açısından elzemdir. Unutmamak gerekir ki; kullanılmayan her oy dolaylı olarak aşarı sağ kanada verilmiş bir fırsattır. İslam Yasası ile dini cemaatlere yönelik ayrımcı birçok kısıtlamanın başında kendi imamlarını seçebilmelerinin engellenmesi, yurt dışı finans yasağının getirilmesi ve çifte vatandaşlığın siyasallaştırılması gibi geçmişte temel haklara yapılan müdahaleler göz önünde bulundurulduğunda, Pazar günü yapılacak seçimin ne denli önemli bir imkan olduğu ortaya çıkıyor.
Seçim kampanyasında en fazla dikkat çeken husus, muhafazakar parti ÖVP’li Sebastian Kurz’un aşırı sağı aratmayan söylem ve hedefleridir. Avusturya tarihinin en kirli seçim kampanyasına öncülük eden Kurz ülkedeki vatandaşların güvenliğini gerekçe göstererek kişisel özgürlükleri kısıtlayacak yasa önerilerinde bulundu. Akdeniz’in sığınmacılara kapatılması, AB sınır kontrollerinin artırılması, göç ve entegrasyon politikalarının katılaştırılması yönündeki yaklaşımlarla bir yanda savaş mağduru insanların haklarını ihlal ederken diğer yandan ülkenin çok kültürlü yapısına zarar verdi. Türkiye ile ilgili popülist yaklaşımları da oy avcılığının siyaseti nerelere götürdüğünü gösterdi. Öte yandan seçim kampanyasında, muhafazakar ÖVP ile aşırı sağcı FPÖ arasında koalisyon kurulması ihtimalinin öne çıkması; ülkede yaşayan göçmenler açısından endişe verici bir durumdur.
Bu tip aşırı sağcı ve popülist siyasetin güç kazanmaması için ülkedeki tüm demokratların oy kullanması önemli bir sorumluluktur. Fransa, Hollanda ve Almanya seçimlerinin ardından Avusturya’da da aşırı sağın güçlenmesi, Avrupa için ciddi bir kayıp olacaktır. Tüm bu hususları göz önünde bulundurarak Avusturya’da yaşayan Türkiye kökenli seçmenleri Pazar günü siyasi sorumluluğunu yerine getirmek üzere sandığa gitmeye davet ediyorum.”