YENEROĞLU, ORGANİZE SUÇ ENDEKSİNİN TÜRKİYE İLE İLGİLİ ANALİZİNİ DEĞERLENDİRDİ:
“YARGISI İKTİDARA PASPAS EDİLEN ÜLKENİN SONU ELBETTE BÖYLE OLUR”
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Cenevre merkezli Global Initiative Against Transnational Organized Crime (GI-TOC) tarafından yayımlanan 2025 Küresel Organize Suç Endeksi’nin son verileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Yeneroğlu, “Bu veriler Türkiye’nin gerçekte nasıl bir suç düzeniyle karşı karşıya olduğunu açıkça gösteriyor. Türkiye, organize suç açısından hem Avrupa’nın en kötü ülkesi hem de küresel ölçekte en riskli ülkelerden biri olması hepimiz için büyük bir utanç. Tüm yetkilileri ülkeyi soktukları hazin halle yüzleşmeye davet ediyorum.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye, Dünyada Organize Suçun En Yüksek Olduğu 10 Ülkeden Biri’
Yeneroğlu, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Rapor, Türkiye’de temel sorunların yapısal olduğunu, yönetim ve hukuk krizi ile beslendiğini ortaya koymaktadır. Rapora göre, Türkiye organize suçluluk düzeyinde 193 ülke arasında 10. sırada yer alıyor. Avrupa’daki tüm ülkeleri geride bırakan Türkiye, kıtada organize suçun en yaygın olduğu ülke konumunda. Asya’da ise 46 ülke arasında 3. sırada.
Türkiye’nin Suçluluk Puanı 10 üzerinden 7.2, bu puan yasa dışı ekonominin ve suç örgütlerinin ülke çapında nasıl kökleştiğini, neredeyse sistematik bir nitelik kazandığını gösteriyor. İnsan ticareti, göçmen kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, eroin ve sentetik uyuşturucu ticareti gibi kategorilerde Türkiye’nin ön sıralarda yer alması maalesef tesadüf değil. Ülkeyi bir suç koridoruna dönüştüren bu tablo, yönetim kapasitesinin ve hukukun çöküşünün doğrudan sonucudur.”
‘Türkiye’de Suç Aktörleri Devlete Sızmış’
Rapordaki en dikkat çekici bulgulardan birinin Türkiye’nin ‘Devlete Sızmış Aktörler’ kategorisinde aldığı 10 üzerinden 9 puan olduğunu belirten Yeneroğlu, “Bu skor, devlet içinde örgütlü suç aktörlerinin varlığına dikkat çektiği gibi, suç örgütleri ile siyasi bağlantılı kişi ve yapılar arasındaki ilişkinin artık kurumsallaştığını gösteriyor. Hukuk çökertilince, suçlular siyasetin gölgesine sığınarak dokunulmaz hale geldi. Suç aktörlerinin siyasi bağlantılarla dokunulmazlık zırhı kazanması, adaletin eşitlik ilkesinin de fiilen ortadan kalkmış olduğunu göstermekte.”
‘Ülkenin Suçla Mücadele Kapasitesi Dibe Vurmuş Durumda’
“Raporun başka bir çarpıcı göstergesi Türkiye’nin suçla mücadele etme kapasitesi/ yeterliliği olan Direnç Puanı’nın 10 üzerinden 3.96 olmasıdır. Türkiye, 193 ülke arasında 131. sırada. Bir ülkede suç bu kadar yüksek, devletin suçla mücadele kapasitesi bu kadar düşükse, sorun artık bireysel suçlular değil, çürümüş ve imtiyazlıların cezasızlığını besleyen yapısal düzendir.
Özellikle şu göstergeler durumumuzu çarpıcı biçimde özetliyor: Hükümet Şeffaflığı ve Hesap Verebilirlik’te 3.00 puan, Yargı Sistemi ve Gözaltı’da yine 3.00, Kara Para Aklamayı Önleme’de de 3.00 puan almışız. Bu puanlar, yargının bağımsızlığının, kamu yönetimindeki denetim ve şeffaflığın ne kadar aşındığını; suç aktörlerinin rahatça dolaşmasına izin veren, hesap vermekten uzak bir yönetim anlayışının kurumsallaştığını gözler önüne sermiştir.”
‘Suç Çeteleri İçin Altın Çağ’
Rapora göre, insan kaçakçılığı (8.00), silah kaçakçılığı (8.50) ve finansal suçlar (8.50) gibi alanlarda suç ekonomisi büyüdüğünü belirten Yeneroğlu, “Ekonomik çöküş ve siyasi yozlaşma bir araya geldiğinde, suç örgütleri için devasa bir fırsat alanı ortaya çıkmıştır. Bugün Türkiye’de yaşanan tam olarak budur. Kara para aklama, yasa dışı ticaret, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının suistimali artık iç içe geçmiş durumda. Bu çürümüş düzenin bedelini ise ne yazık ki en çok gençlerimiz ödüyor.”
‘Türkiye’nin İhtiyacı Hukuk Devletine Geri Dönmektir’
“Hukuku araçsallaştıran, adaleti siyasetin vesayeti altına sokan yönetim anlayışı, Türkiye’yi organize suçun merkezlerinden birine dönüştürmüştür. Adaletin sesi kısıldıkça, suç artışının doğal olduğu unutulmamalıdır. Türkiye’nin öncelikli ihtiyacı, hukuk devletinin yeniden tesisidir. Suçla ancak böyle mücadele edilir.”
