Saygıdeğer Genel Başkanlar,

Türk Demokrasi Vakfının Sayın Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri,

Siyasi Partilerin Ve Sivil Toplum Örgütlerinin Kıymetli Temsilcileri,

Değerli Basın Mensupları,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Türk Demokrasi Vakfı’nın düzenlemiş olduğu bu anlamlı toplantıda aranızda olmaktan büyük onur duyduğumu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Sizleri şahsım ve DEVA Partisi adına en içten dileklerimle saygıyla selamlıyorum.

Sivil toplumun can çekiştiği böylesine bir dönemde, Türk Demokrasi Vakfı’nın faaliyetlerine yeniden başlama kararı almış olmasının demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Türkiye’de demokrasi uğrunda verilen mücadeleleri belki de en güzel bir biçimde anlatan ifadelerden biri merhum gazeteci Mehmet Ali Birand’ın meşhur Demirkırat belgeselinde dile getirdiği şu sözlerdir;

Demokrasi dünyanın en narin çiçeğidir. Onu yaşatan hoşgörüdür, uzlaşıdır, diyalogtur…”

Ülkemiz, ne yazık ki, bu narin çiçeğin pek çok kez koparıldığına şahitlik etmiştir.

Şu anda ise iktidar, o çiçeği köküyle birlikte koparmaya çalışmaktadır.

Bugün ülkemizde, kötü muamele, işkence adeta haber değeri taşıyamayacak bir düzeyde sıradanlaşmıştır.

Çok yakın zamanda Anayasa Mahkemesi’ni reddeden, bizzat siyasetin talimatları doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacağını tutumuyla ortaya koyan ve bir saygıdeğer milletvekilimizi cezaevine mahkûm eden bir kişi bakan yardımcısı olarak atanmıştır.

Böyle bir ülkede demokrasiden, hukuk devleti iddiasından bahsetmek mümkün olabilir mi?

Skandallar o kadar sıradanlaştı ki daha dün yine önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış olan biri sadece düşüncesini ifade ettiği için, fikir özgürlüğünden dolayı aldığı ceza bugün Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nde onandı.

Yine dün gece, Anayasayı, fikir özgürlüğünü yok sayan bir kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilerek Genel Kurul’a gönderilmiştir.

Demokrasi ve hukuk devleti dediğimiz zaman, her yerde yaşanan ve birbiri ardına gelen, yetişemediğimiz skandallar bile çok ürkütücüdür.

Ama başaramayacaklar. Çünkü bu narin çiçek öylesine inatçı, öylesine azimlidir ki her seferinde yeniden filizlenmeyi ve büyümeyi başarmıştır.

Son yıllarda bir kez daha solmuş bu narin demokrasi çiçeği, umut ediyor ve inanıyorum ki yine hoşgörü, diyalog, birbirleriyle konuşmayı ve uzlaşmayı başarabilen aklıselim insanlar eliyle yeniden yeşerecektir.

Elbette demokrasinin yaşam koşullarını özümsemiş güçlü  bireylerin oluşturduğu sivil toplumun cesaret ve azimle demokrasimizi güçlendirmek için vereceği destekler de önümüzdeki süreçte çok büyük bir öneme sahiptir.

Bu minvalde faaliyetlerine yeniden başlama kararı alarak demokrasi mücadelesine büyük bir güç katacağına inandığım Türk Demokrasi Vakfı başkanı ve yönetim kurulu üyelerini bir kez daha tebrik ediyor ve çalışmalarında başarılar diliyorum.

Eşitliğin, huzurun, barışın ve birlikte yaşama idealinin toplumda yeşerdiği özgürlükçü ve müreffeh bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğimize ve mücadelemizi güçlendireceğimize inancım tamdır.

Narin demokrasi çiçeğinin yeniden yeşermesi, o güzel kokusunu ülkemizin dört bir yanına yayması umuduyla hepinizi şahsım ve DEVA Partisi ve Genel Başkanımız Ali Babacan adına saygıyla selamlıyorum.

Connect with Me: