“1,4 milyon katılıma dayandık. Yurt dışında oy kullanmamış vatandaşımız kalmamalı.”

AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Yeneroğlu yurt dışındaki seçimlerin son gününde katılıma ilişkin, “24 Haziran seçimleri yurt dışındaki vatandaşlarımızın sandığa ilgisini gösteren yeni bir rekorun habercisidir. Henüz oyunu kullanmamış vatandaşlarımızı da hassasiyet göstererek sandığa gitmeye davet ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Yeneroğlu şunları kaydetti:

“Yurt dışındaki vatandaşlarımız 16 Nisan halk oylamasında yüzde 48’lik katılım oranıyla dünya diasporaları arasında yüzde 31 ile en fazla oy kullanan İtalyan diasporasını geçerek örnek bir katılım göstermişlerdi. 24 Haziran seçimleri yurt dışı seçmenlerin sandığa artan ilgisini gösteren yeni bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçecektir. Zira dün itibarıyla 1 milyon 380 bin yurt dışı seçmen oyunu kullanmıştır. Birçok ülkede oy kullanımı tamamlanmış olmakla birlikte seçmenlerimizin çoğunluğunun yaşadığı Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsviçre, Kanada, KKTC ve Norveç’te oy kullanımı devam etmektedir. Bugün bu ülkelerde son gün olması nedeniyle de ciddi bir katılım beklenmektedir.

Öte yandan Almanya’da Hessen, Rheinland-Pfalz ve Saarland eyaletlerinde okul tatillerinin başlamasıyla önemli bir kitle Türkiye’ye akın edecektir. İznini ana vatanda geçirecek çalışan veya uzun süre Türkiye’de kalacak emekli vatandaşlarımız 24 Haziran’a kadar kara, hava ve deniz gümrük kapılarında oylarını kullanabileceklerdir. Böylelikle yurt dışından katılım inşallah 1,5 milyonu aşacaktır.
Her seçim döneminde sandıklara giderek artan ilgi, vatandaşlarımızın yaşadıkları yerlerde sandıkların kurulmasının ne kadar doğru bir adım olduğunu göstermektedir. Seçimlere katılım, ana vatana yönelik hassasiyetin bir tezahürüdür. ‘Biz Türkiye’ye emanetiz, Türkiye bize emanet!’ mesajıdır. Bu mesajın daha güçlü bir şekilde verilmesi için oyunu henüz kullanmamış tüm vatandaşlarımızı bugün son fırsatı değerlendirmeye davet ediyorum.”

Yeneroğlu: Ticari araçların Türkiye’de kalma süresi doksan güne çıkartılmıştır.

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, ticari araçların Türkiye’de kalış süresinin 30 günle sınırlandırılmasına yönelik gelen eleştirilerle ilgili, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız yurtdışındaki vatandaşlarımızın taleplerine cevap vererek ticari araçların Türkiye’de kalış süresinin doksan güne çıkartmıştır.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız farklı kurumsal değerlendirmeler doğrultusunda ticari kullanıma mahsus kara taşıtları ile bazı tüzel kişiliklere ait otomobil, minibüs, arazi taşıtı, kamyonet ve motosikletlerin Türkiye’de kalma iznini otuz günle sınırlandırmıştı. Düzenlemeyle ilgili tepkilerini dile getiren yurtdışında yerleşik vatandaşlarımız, yaz dönemlerinde ticari araçlarıyla anavatanlarına geldiklerini belirterek düzenlemenin değiştirilmesini talep ettiler. İlettiğimiz bu tepkileri yerinde bulan Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız söz konusu araçların Türkiye’de kalış süresini 90 güne çıkartmıştır. Yapılan değişiklikle yaklaşan izin döneminde yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmiştir.”

“Avusturya’da camilerin kapatılması demokratik toplum düzeninin temel değerlerine aykırıdır!”

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Avusturya Hükûmetinin aldığı 7 caminin kapatılması ve bazı imamların sınır dışı edilmesi kararına “Avusturya’da camilerin kapatılmak istenmesi demokratik toplum düzeninin temel ilkelerine aykırıdır. Din, ifade ve toplanma özgürlüğünü hiçe saymaktadır. Hükûmet yetkililerinin “Daha yolun başındayız“ demesi ülkedeki Müslümanların ve azınlıkların gelecekte daha çok baskıcı ve antidemokratik kararlarla karşı karşıya kalacaklarını göstermektedir.” sözleriyle tepki gösterdi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Avrupa’da artık neredeyse her gün Müslümanlarla ilgili hayrete düşüren gelişmelerle karşılaşıyoruz. Irkçı populizmle gündemden düşmeyen Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, bugün ülkedeki 7 camiyi kapatacaklarını ve 260 imamdan 60’ını aileleriyle birlikte sınır dışı edeceklerini söyleyerek özgürlüklerden ne anladığını bir kez daha gösterdi.

Avusturya hükûmetinin bu tutumu evrensel hukuk normlarına ve birlikte yaşama kültürüne aykırıdır. Din, fikir ve toplanma özgürlüğünü hiçe saymaktır. Avusturya’da 260 bini Türk olmak üzere 600 bin civarında Müslüman yaşamaktadır. Bu kitlenin o ülkeye değer kattığı ve çoğulcu toplumun bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Avusturya’da sözde “siyasal İslam” ile mücadele adı altında camilerin kapatılmak istenmesi ülkede İslam düşmanlığının hızla yükseldiğini ortaya koymaktadır. Sudan sebeplerle temel hakları çiğneyen bu yasakçı uygulama, ülkedeki ırkçı popülizmin bir sonucudur. Dünyaya demokrasi dersi veren Avusturya için bir utanç vesikasıdır. Hiçbir ibadethane yasa dışı değildir. Bu müdahalelerin İslami cemaatlere yönelik baskıyı artırma ve İslam düşmanlığını körüklemeyi amaçladığı aşikârdır.

Avusturya zaten 2015 yılında İslam yasasının yenilenmesiyle birlikte kendi temel iddialarından saptığını göstermişti. Bu sapma yeni ÖVP/FPÖ koalisyonu ile birlikte daha da açığa çıktı. Bu yaşananlar artık Avusturya’daki özgürlükçü ve hukuka dayalı aynı zamanda din özgürlüğünü de garanti eden zeminden uzaklaşılmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır. Toplumda korku inşa eden baskıcı ve ötekileştirici bir siyaset anlayışı ile nefret dili demokratik bir ülke için uzun vadede sürdürülebilir değildir. Ayrıca Avusturya’daki azınlıkların barışçıl ve birlikte yaşam ortamını olumsuz yönde etkileyecektir.

Irkçı popülizmin Avusturya Hükûmetini ne kadar tetiklediğini gösteren bu uygulamalara karşı Avusturya’da özgürlükçü demokratik düzenin muhafaza edilebilmesi için başta Müslümanlar olmak üzere kimse sessiz kalmamalı. Unutulmamalıdır ki; susanlar yarın bu uygulamaların adresi olacaktır.”

“Rotterdam’da Müslümanlara karşı düşmanlığın teşvik edilmesi esef vericidir.”

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Rotterdam Belediyesi’nin İslam düşmanı ve ırkçı hareket PEGIDA’nın Laleli Camii önünde iftar vakti domuz etli mangal partisi yapmasına izin vermesini, “Avrupa ülkelerindeki İslam düşmanı çevrelerin eylemlerinde kullandıkları sembollerin başında ‘domuz eti’ gelmektedir. Bu sembolün kullanılacağı bir eyleme izin verilmesi Müslümanlara karşı düşmanlığın teşvik edilmesiyle eş anlamlıdır. Müslümanların, bu tip eylemlere karşı demokratik tepkilerini göstermeleri ve soğukkanlılıklarını korumaları önemlidir.” sözleriyle eleştirdi.  Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Avrupa ülkelerinde gün geçmiyor ki; Müslümanlarla ilgili şaşkınlık verici bir gelişmeyle karşılaşmayalım. Bundan birkaç gün önce Belçika’da bir Bakan sözde eşitliğin sağlanmasından sorumlu olmasına rağmen Türkçe derslerini siyasi malzeme olarak kullanmıştı. Bu gelişmelerin son örneği de Rotterdam Belediyesi’nin, varlık sebebi ırkçılık ve İslam düşmanlığı olan PEGIDA hareketine Laleli Camii önünde iftar vaktinde domuz etli mangal partisi düzenlemesine izin vermesi oldu.

İslam düşmanlığı, ırkçılık veya ayrımcılık Avrupa ülkelerinde özellikle bazı semboller üzerinden yürütülüyor. Domuz eti veya kafası ile gamalı haç işareti, bu sembollerin önde gelen, özellikle de cami tacizlerinde kullanılan örneklerinden biridir. Bunun her kesim tarafından ve belediye yetkililerince de açıkça bilinmesine rağmen Rotterdam Belediyesi bu sembolik provokasyona izin vermiştir. Bu izinle bir dini gruba, azınlığa karşı düşmanlığı, saygısızlığı sergileme ortamı oluşacaktır.

Rotterdam Belediye Başkanı tercihini sözde düşünce özgürlüğü adına malum hakaret ortamının oluşması yönünde kullanmıştır. Bu şekilde de toplumsal barışı zedelemektedir. Yaklaşımı, Hollanda’daki birlikte huzurlu bir şekilde yaşama yanlısı yerli veya göçmen tüm Hollandalı kesimlerce de tasvip edilmeyecektir.

Hollanda’da yaşayan başta Türkler olmak üzere tüm Müslümanların bu tip eylemlere karşı demokratik tepkilerini göstermeleri ve soğukkanlılıklarını korumaları önemlidir. Farklı inançlara ve kültürlere saygılı bir toplumsal düzenin güçlendirilmesi uzun vadede Hollanda toplumu için yararlı olacaktır.”

“Yine Türkiye bize, biz Türkiye’ye emanetiz bilinciyle sandığa gidiyoruz!”

Yurt dışında yaşayan vatandaşlar Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için bugün oy kullanmaya başladı. Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘‘Yurt dışındaki seçmenleri ‘Türkiye bize, biz Türkiye’ye emanetiz’ diyerek bu emaneti korumaya davet ediyorum.” dedi. Yeneroğlu şunları kaydetti:

“Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız bugün gümrüklerin yanı sıra Almanya, Avusturya ve Fransa’da oy kullanmaya başladı. AK Parti iktidarının yurt  dışında yaşayan vatandaşlarımızı da ülke yönetiminde söz sahibi yapmak adına başlattığı bu demokratik adım yıllar da geçse her seçim döneminde övgüye mazhar olarak yad edilmeye devam edecektir. İşte bu demokratik uygulamanın bir sonucu olarak diğer 51 ülkede yaşayan vatandaşlarımız da başkonsolosluklarda farklı tarihlerde açılacak sandıklarda 19 Haziran tarihine kadar oy kullanabilecekler. Gümrük kapılarında oy kullanma işlemi ise 24 Haziran’a kadar devam edecek.

AK Parti iktidarıyla ulaşımdan sağlığa, eğitimden sosyal politikalara kadar tarihi dönüşümlere şahit olan milletimiz ülke tarihinin en kritik dönemeçlerinden biri için daha  bugün sandık başına gidiyor. Milletimizin bu seçimlerde göstereceği güvenle,  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de yürürlüğe girmesiyle Türkiye, bölgedeki siyasi istikrarını, ekonomik kalkınmasını ve demokratikleşmeyi daha güçlü bir şekilde devam ettiren bir ülke olmaya devam edecek.

Türkiye,  AK Parti iktidarlarıyla güçlenirken sadece yurt içinde değil, yurt dışındaki vatandaşlarını da koruyan, kollayan, kuşatıcı bir biçimde hizmet üreten bir ülke hâline gelmiştir. Yurt dışında yaşayan seçmenlerimiz bunu takdir etmiş, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana ana vatanındaki sessiz devrim sürecine hep sahip çıkmıştır. 7 Haziran’da 520 bin, 1 Kasım’da 723 bin oy desteğiyle AK Parti’ye olan güvenini tazelemiştir.

Ardından gerçekleşen halk oylamasında ise 832 bin ‘evet’ ile ana vatana güçlü bir mesaj gönderilmiştir. Şimdiki hedefimiz ise 1 milyon oy. İnanıyorum ki yurt dışı seçmenlerimiz hedefimizi de aşarak büyük bir destekle Cumhur ittifakını ve AK Parti’yi güçlendirecekler. Böylece hem Türkiye’ye hem de uluslararası kamuoyuna istikrarlı, gelişmiş ve güçlü bir Türkiye’den yana olduklarını gösterecekler.

Bu düşüncelerle yurt dışında yaşayan seçmenlerimizi ‘Türkiye bize, biz Türkiye’ye emanetiz’ diyerek bu emanete sahip çıkmaya, emaneti korumak için sandığa gitmeye davet ediyorum.”

 

“Türkçe eğitim yasağı talebi makâmın iddiasından uzak bir düşmanlık tezahürü!”

Belçika Eşit Haklar ve Yoksullukla Mücadeleden Sorumlu Devlet Bakanı Zuhal Demir “Belçika’nın Gent şehrindeki Türk öğrencilere okul sonrası ana dil eğitimi verilmesinin kabul edilemez olduğunu” söyleyerek Türkçe eğitim alan öğrencileri hedef aldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Türkiye ve Türkçe karşıtlığının öğrencilerin eğitim hakkını gasp etmeye kadar sirayet etmiş olması kabul edilemez. Türkiye sevdalısı gençlerin kamusal alanda ve siyasette proaktif olmaları bu tiplerin nüfuzunu azaltacaktır” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları ifade etti:

“Belçika gibi çok dilli bir ülkede göçmen kökenli olan Eşit Haklardan sorumlu bakanın böyle bir açıklama yapması esef vericidir. Bu kişinin geçmişteki tutum ve açıklamalarıyla ortaya koyduğu Türkiye karşıtlığı ve PKK yandaşlığını dikkate aldığımızda bu açıklaması anlaşılır gibi gelebilir. Zira daha önce de bu kişi, “Müslümanlar bizim değerlerimize adapte olamaz” demiş, PKK yanlısı gösterilerde boy göstermiş ve Türkiye karşıtı söylemleriyle dikkat çekmiş biridir. Açıklaması da Flaman milliyetçisi bir parti mensubiyetinin ve PKK yandaşlığının yansıması olan zihin dünyasının doğal bir tezahürüdür. Belki de böyle bir kişiliği bakan yapanların beklediği de zaten budur.

Ancak Türkiye ve Türkçe karşıtlığının temel hak ve çocukların eğitimini gasp etmeye kadar sirayet etmiş olması kabul edilemez. Belçika’daki Türk öğrencilerin temel hakkı olan Türkçe eğitimi bakanın siyasi malzeme yapabileceği bir mesele değildir. Normalde toplumda ve kurumlarda hakların eşit dağılımını takip için kurulmuş bir bakanlığı yürüten kendisi de göçmen kökenli olan bir kişiden beklenmesi gereken, göçmenlerin haklarını korumasıdır.  Bu yaşanan, Avrupa ülkelerinde kilit noktalarda aktif olan malum PKK yandaşı çevrelerin Türkiye’ye ve Türk toplumuna ne kadar yabancılaştığını gösteren somut bir örnektir.

Belçika siyasetinin bu kişilere fırsat vermesi ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur. Türk toplumunun ve çoğulcu toplum iddiasını taşıyan tüm Belçikalıların gerekli tepkiyi göstermesi elzemdir. Ayrıca gençlerin kamusal alanda ve siyasette daha fazla proaktif olmaları ve haklarına sahip çıkmaları bu tiplerin nüfuzunu azaltacaktır.”

Beyannamemiz: Yurt Dışı Vatandaşlara Hizmette Öncü Parti: AK Parti

AK Parti Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi (YSKM) yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik seçim beyannamesini açıkladı. AK Parti İstanbul Milletvekili ve YSKM Başkanı Mustafa Yeneroğlu beyannameyle ilgili yaptığı açıklamada, “24 Haziran seçimlerinin ardından yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için çalışmalarımızı kurumsallaştırarak sürdüreceğiz. TBMM Yurt Dışı Türkler Komisyonu ile diaspora alanı yasamanın öncelikli gündem maddesi olacak. Gençlerimizin ana dil eğitiminin ve kültürel kimliğinin daha fazla desteklendiği ve TRT Türk’ün yeniden yapılandırıldığı bir dönem olacaktır.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

AK Parti olarak yurt dışındaki insanlarımızın meselelerini hep üstün sorumluluk bilinciyle sahiplendik. Bu anlayışla 24 Haziran seçimlerinin ardından yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için çalışmalarımızı kurumsallaştırarak sürdüreceğiz. Bu dönemde yurt dışındaki vatandaşlarımızı temsil eden ve sorunlarını kurumlar nezdinde takip eden, kamu ile sivil toplumun bir araya geleceği ortamı sağlayan yapılar kurulacaktır. Öncelikle TBMM bünyesinde kuracağımız Yurt Dışı Türkler Komisyonu yasama ayağında önemli bir boşluğu giderecektir. Yasamanın bu alanı özel olarak sahiplenmesiyle konu başlıkları daha güçlü bir şekilde takip edilecektir. Yürütme ayağında ise Yurt Dışı Vatandaşlar Koordinasyon Kurulu’nun kurulması, ilgili kamu kurumları arasında koordinasyonu etkinleştirecektir. Yine bu dönemde hedeflediğimiz, konsolosluk bölgelerinde oluşturulacak Yurt Dışı Vatandaşlar Danışma Meclislerinde bölgesel konular ortak bir şekilde ele alınacak, diasporanın dayanışması desteklenecektir.

Yurt dışındaki gençlerimizin ana dilleri ve Türkiye ile bağlarının güçlendirilmesi yeni dönemde daha yoğun programlarla teşvik edilecektir. Zira dil ve kültürel kimliğin muhafazası, Türk diasporasının var olmasıyla eş anlamlıdır. Bu maksatla ana dilimiz Türkçe’nin öğrenimi ve geliştirilmesi için de proje destekleri artırılacak, hafta sonu Türkçe okulları ve çift dilli anaokulları teşvik edilecek, Türkçe kütüphaneler oluşturulacak, kültürel hareketlilik programları yaygınlaştırılacaktır. Staj imkânlarının geliştirilmesi, üniversite kontenjanlarının artırılması ve değişim programlarının uygulanması da gençlerimizin Türkiye tecrübelerinin artmasına hizmet edecektir.

Bu konuların dışında medya, çalışma hayatı ve İslam düşmanlığıyla mücadele gibi sosyal meselelerde belirlenen hedefler, vatandaşlarımızın yaşadıkları ülkelerdeki etkinliğini artırmaya katkıda bulunacaktır. TRT Türk’ün yurt dışındaki Türklerin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasıyla uzun zamandır eksikliği hissedilen Türkçe yayın organı oluşturulacaktır. Tüm bu hususları içeren Yurt Dışı Vatandaşlar Seçim Beyannamemiz, Yurt Dışı Türkler meselesinin partimiz için gelecekte de daimî gündem maddesi olacağının teyididir. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. AK Parti her alanda olduğu gibi diaspora politikalarının da belirleyicisi ve öncüsü olmaya devam edecektir.


AK Parti Yurt Dışı Vatandaşlar Seçim Beyannamesi’nde yer alan başlıca konular:

  • TBMM’de Türk diasporası için daimî bir ihtisas komisyonun kurulması
  • Bakanlıkların hizmetlerinin etkin yürütülebilmesi için Yurt Dışı Vatandaşlar Koordinasyon Kurulunun oluşturulması
  • Yurt dışındaki insanlarımızla sürekli istişare için Başkonsolosluk bölgelerinde Yurt Dışı Vatandaşlar Danışma Meclislerinin kurulması
  • Anaokulundan başlayarak çift dilli okulların açılmasının teşvik edilmesi
  • Çocuklarımızın ana dilimiz Türkçeyi öğrenmeleri için proje ve desteklerin artırılması
  • Başta İslam düşmanlığı olmak üzere yurt dışındaki vatandaşlarımızın maruz kaldıkları ayrımcılık ve hak ihlalleri ile her türlü platformda etkin mücadele edilmesi
  • Yurt dışındaki gençlerimizin uzmanlaşması için lisansüstü bursların yaygınlaştırılması
  • Yurt dışında yaşayan gençlerimizin ülkemizde staj yapma imkânlarının artırılması
  • 100 bin gencimizin ülkemize getirilerek tarih ve kültürü ile buluşturulması
  • Dövizle askerlik işlemlerinde 38 yaş sorununun giderilmesi
  • Yurt dışından emekli olan vatandaşlarımızın yarı zamanlı çalışabilmesi ile ilgili çalışmaların tamamlanması
  • TRT Türk’ün Türk diasporasına yönelik yayın için yeniden yapılandırılması
  • Yurt dışındaki Türk medyasının desteklenmesi
  • Yaşlı, engelli ve kadınlara yönelik özel programların geliştirilmesi

 

AK Parti Yurt Dışı Vatandaşlar Seçim Beyannamesi’ne ulaşmak için tıklayın

“CHP, yurt dışındaki 6 milyon vatandaşımızı yok saymaktadır.”

AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Yeneroğlu, CHP’nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik vaatlerini, “CHP, yayınladığı seçim bildirgesiyle yurt dışındaki milyonlarca vatandaşımızın konularından bihaber, sadece ana vatanda değil, yurt dışında da milletimizden ne kadar kopuk bir parti olduğunu gösteriyor. Ana muhalefetin bu trajik durumu Yurt Dışı Türkler adına bir kayıp olduğu gibi CHP’liler açısından da bir utanç sebebidir. CHP, yurt dışındaki seçmenlere, gündemimizde yoksunuz demektedir.” sözleriyle eleştirdi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili seçim bildirgesinde yer alan vaatleri, muhalefet partisinin bu kesimin sorunlarından ne kadar uzak olduğunu ve yurt dışında yaşayan 6 milyon vatandaşımızı ciddiye almadığını gösteriyor. CHP, seçim bildirgesinde yurt dışında yerleşik olan insanlarımız için AK Parti olarak çoktan uygulamaya geçirdiğimiz icraatlardan bihaber, çoktan gerçekleştirilmiş hususları sıralayarak yeniden vaat ettiği gibi bunların dışında da muğlak ve neyi amaçladığı belli olmayan bazı ifadelerle sözde hedefler belirlemiş.

Türkçe ve Türkiye ile olan aidiyetin güçlendirilmesi, İslam düşmanlığı ve ayrımcılıkla mücadele ile yurt dışındaki STK’larımızın desteklenmesi gibi temel meselelere hiç yer verilmemesi, ana muhalefet partisine yakışmadığı gibi ana vatandan da çok iyi bildiğimiz üzere milletimizden kopuk bir parti vasfını teyit etmektedir. En trajikomik olanı ise yurt dışından milletvekili seçilme ihtimali olan bir aday göstermeyen bir partinin, seçim bölgesi ve yurt dışı milletvekilliği vaadinde bulunmasıdır. Tüm bunlar muhalefet partisinin, yurt dışındaki milyonlarca vatandaşımızın konularından bihaber, halktan kopuk bir parti olduğunu gösteriyor. Ülkemiz için AK Parti iktidarlarıyla öncelikli siyasi gündem hâlini alan Yurt Dışı Türkler meselesinde kapsamlı siyaset yapmaktan uzak bir ana muhalefete sahip olmamız ülkemiz adına bir kayıp, yurt dışındaki CHP’liler adına da bir utançtır.

CHP’nin, AK Parti’yi örnek alarak yurt dışı Türklere teknik olarak en azından 2 sayfalık bir bölüm ayırmış olması, sevindirici olan tek husustur. Ana muhalefet partisine önerimiz, yurt dışındaki Türklerin meseleleriyle ilgili yurt dışı teşkilatından kapsamlı bilgi talep etmesi veya özel bir komisyon kurup, sorunları araştırmasıdır. Bu haliyle CHP’nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla iletişim kuramayacağı gayet açıktır. Milletimizle dalga geçtiğini zanneden kayıtsız masa başı vaatçilerine yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sandıkta en güzel cevabı mutlaka verecektir.”

“Solingen faciası ortak acımızdır. Hep birlikte orada olalım!”

29 Mayıs 1993’te 5 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği Solingen faciasının 25. yıl dönümü vesilesiyle açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu Solingen kundaklaması Almanya’da yaşayan Türklerin ortak acısıdır. Bu acıya dünden daha fazla sahip çıkılması her kesimi doğrudan ilgilendiren bir sorumluluktur. Bsorumluluğun ifası için tüm vatandaşlarımızı anma törenlerine katılmaya davet ediyorum.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Takvimler 29 Mayıs 1993’ü gösterdiğinde Almanya’nın Solingen kentinde Almanya’yı ve Türkiye’yi derinden üzen bir facia yaşandı. Genç ailesinin ırkçılar tarafından kundaklanan evinde 3’ü çocuk 5 vatandaşımız can verdi. Saldırının üzerinden 25 yıl geçse de yaşadığımız acı hâlâ taze. Genç ailesinin evinin utanç müzesine dönüştürülmesi, şehrin bazı bölgelerine hayatını kaybeden aile üyelerinin isimlerininverilmesi ve her yıl 29 Mayıs’ta anma töreni düzenlenmesi bu acının hatırlanmasını ve hafızalarda canlı tutulmasını sağlıyor.

Solingen faciasının ardından bu ülkenin asli unsuru olan vatandaşlarımıza yönelik saldırıların artarak devam etmesi, ırkçı saldırılarla mücadelede gerekli önlemlerin alınmadığınıgösteriyor. Bu durumun en somut acı örneği, 2000-2008 yılları arasında 8’i Türk 10 kişinin ırkçı terör örgütü NSU üyelerince öldürülmesi olaylarında yaşandı. Katillerin yıllardır bulunamamasının arka planında kurumsal ırkçılık gerçeğinin olması Almanya’da ırkçılıkla mücadelede ciddi bir zaafın olduğunu gösterdi. Bir göç ülkesi olan Almanya’da bu tip faciaların tekrar yaşanmaması, göçmenlerin Almanya ile olan aidiyetlerinin güçlendirilmesinde temel faktördür. Bunun içinde ayrımcılık, ırkçılık ve İslamofobi ile etkin mücadele şarttır.

Bu yıl Solingen faciası kapsamında Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun programa katılımına ilişkin yapılan tartışmalarsa, Almanya’da akıl tutulmasının devam ettiğine işaret ediyor. İki ülkeyi doğrudan ilgilendiren bir felaket, ikili ilişkileri geliştirmede önemli fırsatlar sunar. Bu fırsatları değerlendirmek yerine Türkiye ile ilişkilerde yeni yaralar açmaya devam edilmesi anlaşılır değildir.

Solingen kundaklaması Almanya’da yaşayan Türklerin ortak acısıdır. Bu acıya dünden daha fazla sahip çıkılması her kesimi doğrudan ilgilendiren bir sorumluluktur. Her yıl düzenlenenanma törenleri bunun için önemli bir fırsat sunuyor. Tüm vatandaşlarımızı ve sivil toplum temsilcilerimizi bu programa katılmaya, Genç ailesinin yanında olarak ırkçılığa karşı ortak duruş sergilemeye davet ediyorum. Bu düşüncelerle başta Solingen olmak üzere tüm ırkçı saldırılarda hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, Genç ailesine yeniden başsağlığı diliyorum.”


SOLİNGEN ANMA PROGRAMI

Tarih: 29 Mayıs 2018

Program:

16:00​ Irkçılık karşıtı anıtta anma töreni,

Mildred-Scheel Meslek, Beethovenstraße 225, 42655 Solingen

18:00​ Kundaklanan evin önünde anma töreni,

Untere Wernerstraße, 42651 Solingen

“AK Parti olarak milletimize hizmette sınırları kaldırdık.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saraybosna’da Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza birçok müjde verdi. AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Yurt dışındaki vatandaşlarımız ülkemizin ve milletimizin ayrılmaz bir parçası olarak Türkiye’deki seçimlerde sözünü söyleyecek ve bu ülkenin kaderinde pay sahibi olacaktır.” dedi. Yeneroğlu şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız hükûmet olarak gerçekleştirdiğimiz değişimlerin yurt dışındaki vatandaşlarımıza sunduğumuz himetlere de yansıdığını ve bu bağlamda uygulamaya geçirilen politika ve projelerden bahsetmişlerdir.

Milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirirken yeni çalışmalarımızı da paylaşmanın gururunu taşıyoruz. AK Parti olarak 1 Kasım seçimlerinde vadettiğimiz hususların dışında birçok reform gerçekleştirdik ve çok sayıda projeyi hayata geçirdik. Dövizle askerliğin düşürülmesi, boşanma kararlarının doğrudan tanınması ve mavi kartın bankacılık işlemlerinde geçerli olması gibi hususlarda kanuni düzenlemeleri yaptık. Ana dilimiz Türkçe’nin öğrenilmesi, eğitim ve kültür programlarının geliştirilmesi için birçok adım attık. Eğitim ataşelerimizin, öğretmenlerimizin sayısını artırdık. Hafta Sonu Okulları programlarına daha çok destek sağladık. Binlerce gencimizin tarihi ve kültürü ile buluşması için Türkiye programları gerçekleştirdik. Yurt dışından gelen 4 bin gencimiz Türkiye’deki üniversitelerde ücretsiz eğitim almakta. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere emeklilerin yarı zamanlı çalışması gibi birkaç hususla ilgili çalışmayı da başlatık.

Türk diasporası, ülkemizin ve milletimizin ayrılmaz bir parçası olarak Türkiye’deki seçimlerde sözünü söyleyecek ve bu ülkenin kaderinde pay sahibi olacaktır. Seçim sandığını dünyanın altmıştan fazla ülkesine götürerek yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu hakkının ifası da AK Parti hükûmetlerine nasip olmuştur.

Yeni bir seçim arefesinde yine projelerle milletimizin karşısındayız. Sayın Cumhurbaşkanımız Saraybosna’da bu müjdelerin bir kısmını paylaştı. Türk diasporasına sunulan kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi için en üst düzeyde koordinasyon kurulu oluşturulması, TBMM’de daimi bir ihtisas komisyonu kurulması, ülkemizdeki üniversitelerimizde yurt dışındaki gençlerimize yönelik kontenjanların iki katına çıkarılması, ana dil, eğitim ve kültür programlarının çok güçlü biçimde yaygınlaştırılması bunlardan bazıları. Bu yapısal reformlarla yurt dışındaki vatandaşlarımızın meseleleri hükûmetimizin ve Meclisimizin daima öncelikli gündem maddesi olacaktır.

Başta batı ülkeleri olmak üzere yükselen İslam karşıtlığı ve ayrımcılık insanlarımızın günlük yaşamlarını tehdit eder hâle gelmiştir. Vatandaşlarımızın haklarını korumak için gereken her adımı atacağımızı Sayın Cumhurbaşkanımız en üst düzeyde beyan etmiş ve milletimizin bütün olarak davranmasını, birlik içinde meselelerini takip etmesini arzu ettiğini ifade etmiştir.

Milletimizin her bir ferdi nerede olursa olsun Türkiye’nin koruması altındadır ve devletimizin sunduğu hizmetler onlara ulaşacaktır.”