AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı raporuyla ilgili yaptığı açıklamada, ”Uluslararası Demokratlar Birliği‘nin çalışmalarının istihbarat faaliyeti kapsamında izlenmesiyle, Federal İçişleri Bakanlığı toparlanmaya başlayan Türk-Alman ilişkilerini yeniden zora sokmaktadır. Aşırı sağcı parti AfD’yi ‘nasyonalist‘ olarak nitelemekten kaçınan bir Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan ne beklenebilir ki?“ şeklinde konuştu. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:

“Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın görevi, liberal demokratik düzeni tehdit eden oluşumları izlemek ve kamuoyunu bu konuda bilgilendirmektir. Fakat Türk-İslam sivil toplum kuruluşları söz konusu olduğunda, emniyet ve istihbarat teşkilâtları  şimdiye kadar hep kendi yasal görevleri dışına çıkmışlardır. Vehimlerden hareketle soyut tehdit senaryolarından yola çıkarak, net olarak tanımlanmamış bir tehlikeyi önlemek adına hareket etmektedirler. Bunu yaparken de hiç bir yasal gözetleme ve müdahale şartlarını dikkate almak zorunda olmadıklarını varsaymakta, böylelikle ürkütme ve baskılama yoluyla meşru kuruluşları toplumsal hayattan dışlamakta, üyelerini  kriminalize etmektedirler.

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın son raporunda, UETD/UID’nin izlenmesini meşrulaştıran en ufak bir ipucu  bulmak mümkün değildir. 24 Temmuz tarihinde yapılan basın toplantısında Teşkilat Başkanı Maaßen, kuruluşun izlenmesini, yapıyı tumturaklı bir ifadeyle ‘nasyonalist’ olarak tanımlayarak  liberal demokratik düzenin prensipleriyle bağdaşmadığını iddia etmiştir. Ancak bir gerekçe sunmamıştır. Rapor metninde dahi ‘nasyonalist’  tanımlamasına rastlamak mümkün değildir (S.287/288).

Raporun devamı da açıklayıcı bilgi içermediği gibi asıl amacı ortaya çıkarır niteliktedir. Burada UETD/UID, ‘siyasi ve toplumsal düzeyde, AK Parti’nin çıkarları doğrultusunda  lobi yapan‘, …‘Türk diasporasındaki kanaat oluşumunu ve eylemi etkileyen‘ ve ‘Almanya’daki siyasal katılım süreçlerine doğrudan nüfuz eden‘[1]  hükümete yakın ve onun uzantısı olan  bir kuruluş olarak  tanımlanmaktadır. Uluslararası Demokratlar Birliği’nin bu tanımlamayı kabul edip etmediği sorusundan bağımsız olarak, anayasaya aykırı tutumun neye dayandırıldığı gizemini korumaktadır. Özellikle raporda kalın puntoyla öne çıkarılan  ‘uzantı kuruluş‘ ifadesi, her türlü keyfi yoruma ve uygulamaya kapı aralar niteliktedir.

Ancak, aşırı sağcı parti AfD’yi ‘nasyonalist‘ olarak nitelemekten kaçınan, raporda onlara yalnızca aşırı solcuların kurbanı olarak yer veren, hatta savaş sonrası Almanya tarihinin kara lekesi olan ve halen aydınlatılmayan aşırı sağcı terör örgütü NSU’ya bir kez bile değinmeyen bir Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan ne beklenebilir ki? Liberal demokratik düzeni tehdit eden asıl tehlikeleri sorumluluk bilinciyle izlemek yerine,  dosyaları kaygısızca imha etmesi ve aşırı sağcı yapılara sağladığı destekle dikkat çeken bir Federal İç İstihbarat Teşkilatı ile karşı karşıyayız!“

 

[1] Anayasa Koruma Teşkilatı Raporu 2017, Sayfa 288

 

 

Connect with Me: